News
Köpekler İçin Kilolarına Göre Beslenme Rehberi
Köpek sahipleri için en önemli konulardan biri, patili dostlarımızın doğru beslenmesidir. Köpeğinizin kilosuna göre ideal beslenme planını oluşturmak, onun sağlığını korumak ve yaşam kalitesini artırmak için kritik bir adımdır. İşte farklı kilo kategorilerine göre köpeklerin nasıl beslenmeleri gerektiği üzerine temel bilgiler:
Küçük Irk Köpekler (1-10 kg)
Beslenme İhtiyaçları: Küçük ırk köpekler hızlı metabolizmaya sahiptir, bu yüzden enerji yoğunluğu yüksek mamalar tercih edilmelidir.
Porsiyon Kontrolü: Küçük ırk köpekler, obeziteye meyilli olabilir. Günlük porsiyonları aşmamaya özen gösterin.
Beslenme Sıklığı: Günde 2-3 öğün idealdir.
Kito Doğal Besi Kuzu Etli Mini Irk Köpek Maması ve Kito Fresh Taze Köpek Mamaları ile birlikte köpeğinizin beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirsiniz.
Orta Irk Köpekler (10-25 kg)
Beslenme İhtiyaçları: Orta ırk köpekler dengeli ve lif içeriği yüksek bir diyetle sağlıklı kalabilir.
Egzersiz İhtiyacı: Bu köpekler, kilolarını kontrol altında tutmak için düzenli egzersiz yapmalıdır.
Porsiyon Kontrolü: Günlük porsiyonlarını ve atıştırmalıklarını takip edin.
Kito Doğal Besi Köpek Maması, Kito Fresh Taze Köpek Mamaları ve Çiğneme Ürünleriyle beraber patili dostunuzun beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirsiniz.
Büyük Irk Köpekler (25+ kg)
Beslenme İhtiyaçları: Büyük ırk köpekler, iskelet ve eklemlerinin sağlığını korumak için özellikle DHA, EPA gibi omega-3 yağ asitleri içeren mamaları tercih etmelidir.
Porsiyon Kontrolü: Aşırı kilo, eklem ve kemik sorunlarına yol açabilir, bu yüzden porsiyonlarına dikkat edilmelidir.
Beslenme Sıklığı: Günde 2 öğün genellikle yeterlidir.
Kito Doğal Besi Köpek Maması, Kito Fresh Taze Köpek Mamaları beslenme, Kito Vitamin ile de Omega 3&6 ihtiyaçlarını karşılayabilirsiniz.
Genel İpuçları:
Su: Tüm köpekler için taze ve temiz su her zaman erişilebilir olmalıdır.
Veteriner Kontrolleri: Köpeğinizin ideal kilosunu koruması için düzenli veteriner kontrolleri önemlidir.
Özel Diyetler: Özel sağlık koşulları veya alerjiler için veterinerinizin önerdiği özel diyetlere uyum sağlayın.
Doğru beslenme, köpeğinizin sağlığı için kritik öneme sahiptir. Köpeğinizin kilosuna göre ne kadar mama tüketmesi gerektiğini öğrenmek için Kito Fresh Mama ürün sayfalarında yer alan "Köpeğinizin Ne Kadar Mamaya İhtiyacı Var?" bölümünü ziyaret edebilirsiniz.
Kito Fresh Mamaları ile Hipoalerjenik Beslenmenin Faydaları
Evcil hayvanlarımızın sağlığı, mutluluğu ve yaşam kalitesi, doğru beslenme alışkanlıklarına bağlıdır. Patili dostlarımızın hassas ciltleri veya sindirim sistemleri olabilir, bu nedenle hipoalerjenik beslenme seçenekleri önemli bir rol oynar. Kito Fresh Mamaları, bu ihtiyaca cevap veren özel bir besleme seçeneği ve hipoalerjenik beslenmenin birçok faydasını sunuyor.
Hipoalerjenik beslenme, alerjik reaksiyon riskini azaltmaya yardımcı olur. Kito Fresh Mamaları, içeriğinde hassas patili dostlarımızın tolerans gösterdiği doğal ve taze malzemeleri kullanır. Bu, cilt tahrişini veya sindirim sorunlarını en aza indirirken sağlıklı bir yaşam tarzının temelini oluşturur. Ayrıca, hipoalerjenik beslenme, alerji semptomlarını hafifletir ve patili dostlarımızın daha rahat bir yaşam sürmelerini sağlar.
Kito Fresh Mamaları, sağlıklı bir deri ve tüy yapısının korunmasına da katkıda bulunur. Hipoalerjenik beslenme, ciltte kaşıntı, kızarıklık veya tahriş gibi sorunları önlemeye yardımcı olur. Tüy dökülmesi sorunlarına karşı daha dayanıklı bir cilt ve parlak tüyler, patili dostlarımızın daha sağlıklı olmalarını sağlar ve yaşam kalitesini artırır.
Sonuç olarak, Kito Fresh Mamaları ile hipoalerjenik beslenme, patili dostlarımızın sağlığını ve yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı olur. Alerjileri veya hassas ciltleri olan patili dostlarınız için ideal bir seçenek olan Kito Fresh Mamaları, doğal ve taze malzemeleriyle sağlıklı bir yaşam tarzının temelini oluşturur. Onların mutluluğu ve sağlığı bizim için önemlidir, bu nedenle hipoalerjenik beslenme seçeneği sunarak en iyisini sağlamak için buradayız.
Patili Dostlarımız İçin Zararlı, Tahriş Eden Maddeler ve Hipoalerjenik Alternatifler
Hipoalerjenik beslenmenin patili dostlarımıza sağladığı faydaları anlamak, onların daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmelerine yardımcı olabilir. Bu beslenme alternatifleri, alerjik reaksiyonları azaltır, sindirim sistemini rahatlatır ve genel sağlık durumlarını iyileştirir. Kito Fresh Mamaları gibi seçenekler, içerdikleri kaliteli malzemelerle patili dostlarımızın enerjik ve canlı kalmasını sağlar.İlk olarak, patili dostlarımızın cilt sağlığına odaklanalım. Tahrişe neden olan maddeler arasında yaygın olarak tahıl ve yapay renklendiriciler bulunur. Kito Fresh Mamaları, hipoalerjenik bir seçenek sunar ve içeriğinde tahriş edici maddeler bulunmaz. Bu, cilt tahrişini en aza indirir ve patili dostlarımızın sağlıklı bir deri ve tüy yapısına sahip olmalarını sağlar.
Sindirim sistemi hassasiyeti olan patili dostlar için de hipoalerjenik alternatifler mevcuttur. Kito Fresh Mamaları, bu ihtiyaca cevap veren özel bir formülasyona sahiptir ve mide rahatsızlıklarını önlemeye yardımcı olabilir. İçeriğindeki doğal ve taze malzemeler, kolay sindirilebilir ve sağlıklı bir yaşam tarzının temelini oluşturur.
Sonuç olarak, patili dostlarımızın sağlığını korumak ve onları tahriş eden maddelerden uzak tutmak için hipoalerjenik beslenme alternatifleri önemlidir. Kito Fresh Mamaları, içeriğindeki tahriş edici maddeleri en aza indirerek patili dostlarımızın daha mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olur. Onların konforu ve sağlığı bizim için önceliklidir, bu nedenle hipoalerjenik beslenme seçenekleri sunarak en iyisini sağlamak için buradayız.
Kedilerde Görülen Sağlık Sorunları ve Korunma Yolları
Giriş
Kediler, hayatımızı sevgi ve neşeyle dolduran harika evcil hayvanlardır. Onların sağlığı ve mutluluğu bizim için son derece önemlidir. Ancak, bazı sağlık sorunları kedilerde yaygın olarak görülebilir ve bu sorunlar zamanında tespit edilmez ve tedavi edilmezse ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu yazımızda kedilerde sık görülen sağlık sorunlarını ve bu sorunlardan korunma yollarını ele alacağız.
1. Sindirim Sorunları
Kedilerde sindirim sistemi sorunları oldukça yaygındır. İshal, kabızlık, kusma gibi belirtiler sindirim sorunlarının işaretleri olabilir. Sindirim sorunları genellikle yanlış beslenme, hızlı yeme, yabancı cisim yutma veya bağırsak parazitleri gibi nedenlerden kaynaklanır.
Korunma Yolları:
Kedinizin doğru ve dengeli bir beslenme programı olduğundan emin olun.
Mamalarını yavaş yemelerini sağlamak için özel beslenme kapları veya oyuncaklar kullanabilirsiniz.
Kediniz için düzenli parazit tedavisi uygulamak son derece önemlidir.
Sindirim sistemini desteklemek için veteriner hekiminizin önerdiği prebiyotik takviyeleri kullanabilirsiniz.
2. İdrar Yolu Problemleri
Kedilerde idrar yolu sorunları oldukça yaygındır ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. İdrar yolu enfeksiyonları, idrar taşları veya idrar yolu tıkanıklığı gibi durumlar kedilerde sık görülen sorunlardır. Bu sorunlar genellikle idrar yapma sıklığında değişiklikler, zorlanma veya kanlı idrar gibi belirtilerle kendini gösterir.
Korunma Yolları:
Kedinizin su tüketimini teşvik ederek idrar yolu sağlığını destekleyebilirsiniz. Bunun için temiz ve taze suyun her zaman erişilebilir olduğundan emin olun.
Kedinizin beslenme programında idrar yolu sağlığını destekleyen özel mamalar kullanabilirsiniz.
Düzenli veteriner kontrolleri yaptırarak idrar yolu sorunlarını erken tespit edebilirsiniz.
3. Ağız ve Diş Sağlığı Sorunları
Kedilerde ağız ve diş sağlığı sorunları yaygın olarak görülen bir başka sağlık sorunudur. Plak, tartar birikimi, diş eti hastalıkları ve diş kaybı gibi sorunlar kedilerin ağız ve diş sağlığını etkileyebilir. Bu sorunlar, kötü nefes kokusu, diş eti tahrişi, yemek yeme zorluğu gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
Korunma Yolları:
Kedinizin düzenli olarak dişlerini fırçalayarak plak ve tartar birikimini önleyebilirsiniz. Bunun için veteriner hekiminizden uygun diş fırçası ve diş macunu önerisi alabilirsiniz.
Diş sağlığını desteklemek için veteriner hekiminizin önerdiği diş bakım ürünlerini kullanabilirsiniz.
Düzenli veteriner kontrolleriyle ağız ve diş sağlığını kontrol ettirin.
4. Solunum Yolu Problemleri
Kedilerde solunum yolu sorunları, özellikle burun ve akciğerlerde enfeksiyonlara bağlı olarak ortaya çıkabilir. Soğuk algınlığı, solunum yolu enfeksiyonları, astım gibi durumlar kedilerde solunum güçlüğü, öksürük, hapşırık gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
Korunma Yolları:
Kedinizin aşılarını düzenli olarak yaptırarak solunum yolu enfeksiyonlarına karşı korunabilirsiniz.
Kedinizin yaşam alanını temiz ve hijyenik tutarak enfeksiyon riskini azaltabilirsiniz.
Duman, toz gibi tetikleyicilerin bulunduğu ortamlardan uzak tutun.
5. Şişmanlık
Kedilerde şişmanlık, sağlık sorunlarına yol açabilecek yaygın bir sorundur. Obezite, diyabet, kalp ve eklem sorunları gibi sağlık sorunlarına davetiye çıkaran bir durumdur. Kedinizin ideal vücut ağırlığını korumak önemlidir.
Korunma Yolları:
Kedinizin doğru ve dengeli bir beslenme programı olduğundan emin olun. Kedinizi aşırı beslemekten kaçının.
Egzersiz imkanları sağlayarak kedinizin aktif kalmasını sağlayın. Oyun zamanları düzenleyin ve onu oynamaya teşvik edin.
Mamaların kalori içeriğini kontrol ederek kedinizin kilo kontrolünü sağlayabilirsiniz.
Sonuç
Kedilerde görülen sağlık sorunları önemli bir konudur ve zamanında müdahale edilmezse ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, kedinizin sağlığını yakından takip etmek ve düzenli veteriner kontrolleri yapmak önemlidir. Ayrıca, uygun beslenme, düzenli egzersiz, temiz bir yaşam alanı ve sevgi dolu bir ortam sağlayarak kedinizin sağlığını koruyabilir ve minik dostunuzla mutlu bir yaşam sürebilirsiniz.
Kedilerde Zehirlenme Durumları: Nedenleri, Belirtileri ve Önlemler
Kediler keşfetmeye meraklı hayvanlar olduklarından, zehirlenme riski her zaman mevcuttur. Ancak, bu riski azaltabilecek önlemleri almak ve belirtileri hızlı bir şekilde tespit etmek mümkündür.
1: Kedilerde Zehirlenme Nedenleri
Kedilerde zehirlenme genellikle, evin içinde veya dışında bulunan belirli maddelere maruz kalmaları sonucu gerçekleşir. İşte kedilerin zehirlenmesine neden olabilecek bazı maddeler:
Ev İlaçları: Aspirin, parasetamol gibi insan ilaçları kediler için son derece toksik olabilir. İnsan ilaçlarının dikkatlice saklanması önemlidir.
Ev Temizlik Ürünleri: Çamaşır suyu, deterjanlar ve diğer ev temizlik ürünleri, kediler için toksik olabilir.
Bitki ve Çiçekler: Özellikle ev içinde yetiştirilen bazı bitkiler, kediler için zehirlidir. Örnek olarak zambak ve sarmaşık gibi bitkileri verebiliriz.
Gıdalar: Çikolata, soğan, sarımsak, üzüm ve alkollü içecekler, kediler için zehirli olan gıdalardan sadece birkaçıdır.
2: Kedilerde Zehirlenme Belirtileri
Kedinizin zehirlenmiş olabileceğinin belirtileri genellikle ani ve belirgin olur. Ancak, bazen belirtiler daha hafif olabilir ve zaman içinde kötüleşebilir. İşte kedilerde zehirlenmenin bazı belirtileri:
Kusma ve/veya ishal
Aşırı tükürük salgılaması
Halsizlik, uyuşukluk veya koordinasyon kaybı
İştah kaybı veya aşırı su içme
Solunum güçlüğü veya hızlı nefes alıp verme
Dil, dudaklar veya diş etlerinde renk değişiklikleri
Kedilerde Zehirlenme Durumunda Yapılması Gerekenler
Eğer kedinizin zehirlendiğini düşünüyorsanız, hemen aşağıdaki adımları takip edin:
Kedinizin Belirtilerini İzleyin: Yukarıda listelenen belirtilerden herhangi birini gözlemliyorsanız, kedinizin zehirlenmiş olma ihtimali vardır.
Kediyi Güvenli Bir Yere Alın: Zehirli maddeye daha fazla maruz kalmaması için kedinizi güvenli bir yere alın.
Zehirlenme Nedenini Tespit Edin: Eğer mümkünse, zehir kaynağını tespit edin. Bu bilgi, veteriner hekiminizin doğru tedaviyi uygulamasına yardımcı olacaktır.
Hemen Veterinere Başvurun: Zaman kaybetmeden kedinizi veterinere götürün. Mümkünse, zehir kaynağı hakkında bilgi verin.
Kedilerde Zehirlenmeyi Önlemek
Bir kedi sahibi olarak, kedilerin zehirlenmesini önlemek için alabileceğiniz bir dizi önlem vardır:
İlaç ve temizlik ürünlerini kedilerin erişemeyeceği bir yerde saklayın.
Zehirli bitkileri evinizden uzak tutun.
Kedinizin hangi yiyeceklerin zehirli olduğunu öğrenin ve bu yiyecekleri kedinizden uzak tutun.
Zehirlenme, ciddi hatta ölümcül olabilir. Ancak bilinçli bir kedi sahibi olarak, bu riski büyük ölçüde azaltabilirsiniz. Kedinizin güvenliği ve sağlığı için gereken önlemleri alın ve her zaman dikkatli olun.
Kedilerdeki Davranış Problemlerinin Nedenleri ve Çözümleri
Kedilerin davranış problemlerinin birçok farklı nedeni olabilir. İşte yaygın davranış problemlerine yol açan faktörler:
1. Sağlık Sorunları
Bazı davranış problemleri, altta yatan sağlık sorunlarının bir belirtisi olabilir. Örneğin, idrar yolu enfeksiyonu veya böbrek problemleri, kedinizin tuvalet dışında işemesine neden olabilir. Eğer kediniz normalden farklı bir davranış sergiliyorsa, bir veteriner hekime danışmanız önemlidir.
2. Stres ve Kaygı
Kediler, çevresel değişikliklerden veya rutin dışı durumlardan etkilenebilirler. Yeni bir ev, yeni bir evcil hayvan veya aile üyesi, hatta rutin bir değişiklik gibi faktörler, kedinizin strese girmesine ve istenmeyen davranışlar sergilemesine neden olabilir.
3. Eğitim Eksikliği
Bazı kediler, doğru davranışları öğrenmek için yeterli eğitimi almadıklarında sorunlu davranışlar sergileyebilir. Örneğin, tırmalama veya saldırganlık gibi davranışları kontrol etmek için kedinize uygun eğitim vermek önemlidir.
4. Dikkat Eksikliği
Kediler, sahiplerinden yeterli ilgiyi almadıklarında dikkat çekmek için istenmeyen davranışlara başvurabilirler. Oyun zamanları, okşama ve ilgi gösterme gibi etkinliklerle kedinizin dikkatini çekmek, bu tür davranış problemlerini önleyebilir.
Kedilerdeki Davranış Problemlerinin Çözümleri
Kedilerdeki davranış problemlerini çözmek için birkaç adımı izleyebilirsiniz:
1. Veteriner Hekim Kontrolü
Kedinizin davranış problemlerinin altında yatan bir sağlık sorunu olabileceğini unutmayın. İlk adım, bir veteriner hekime danışmaktır. Veteriner hekim, kedinizi muayene ederek sağlık sorunlarını tespit edebilir ve uygun tedaviyi önerebilir.
2. Çevresel Düzenlemeler
Kedinizin davranış problemlerinin nedeni çevresel faktörler olabilir. Örneğin, kediniz tırmalama problemleri yaşıyorsa, tırmalama direği veya kapı tırmanma paneli gibi alternatif tırmalama yüzeyleri sağlayarak mobilyalarınızı koruyabilirsiniz. Ayrıca, kedinizin tuvaletini kullanması için erişilebilir ve sessiz bir alan sağlamak da önemlidir.
3. Eğitim ve Oyun
Kedinizin davranışını yönlendirmek için eğitim ve oyun zamanları düzenlemek önemlidir. Tırmalamayı kontrol etmek için kedinize tırmalama direğini nasıl kullanacağını öğretebilirsiniz. Ayrıca, oyun ve etkileşim zamanlarıyla kedinizin enerjisini atmasını sağlayabilirsiniz.
4. Olumlu Pekiştirme
Kedinizin istenmeyen davranışlarını düzeltmek için olumlu pekiştirme tekniklerini kullanabilirsiniz. İstenmeyen davranış gerçekleştiğinde, kedinizin dikkatini başka bir şeye yönlendirin ve olumlu davranışları ödüllendirin. Bu, kedinizin istenmeyen davranışları terk etmesini ve yerine daha uygun davranışlar sergilemesini teşvik edecektir.
5. Sabır ve Sistematik Yaklaşım
Kedinizin davranış problemlerini çözmek sabır gerektiren bir süreç olabilir. Sistematik bir yaklaşım benimseyerek, adım adım ilerleyin ve her adımda ilerleme kaydettiğinizden emin olun. Unutmayın ki, kedinizin davranışları zamanla değişebilir ve iyileşebilir.
Kedilerdeki davranış problemleri her ne kadar zorlu olabilirse de, doğru yaklaşım ve sabır ile bu problemlerin üstesinden gelebilirsiniz. Kedinizi anlamaya çalışmak ve onun ihtiyaçlarını karşılamak, daha mutlu ve dengeli bir kedi sahibi olmanızı sağlayacaktır.
Kediniz ile Seyahat ve Taşınma
Birçok insan kedi dostlarını seyahatlerine ve taşınmalara da dahil etmek ister. Ancak, kedinizle seyahat etmek veya taşınmak bazı zorlukları da beraberinde getirebilir. Bu makalede, kedinizle seyahat etme ve taşınma konusunda dikkat etmeniz gereken önemli noktaları ele alacağız.
1. Seyahat Planlaması
Kedinizle seyahat etmeyi planlarken, aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurmanız önemlidir:
Veteriner Kontrolü ve Seyahat Belgeleri
Seyahatten önce veterinerinizi ziyaret ederek, kedinizin sağlık durumunu kontrol ettirin. Aşıları güncel olsun ve gerekli tüm koruma önlemlerini aldığınızdan emin olun.
Seyahat edeceğiniz yerlere bağlı olarak, veterinerinize danışarak kedinizin seyahat belgelerini (örneğin, sağlık sertifikası) hazırlatmanız gerekebilir.
Seyahat Araçları ve Kafes
Seyahat ederken kedinizi güvende tutmak için uygun bir kedi taşıma çantası veya kafesi kullanın. Bu, kedinizin rahat ve güvende seyahat etmesini sağlar.
Otomobil seyahatlerinde, kedinizi koltuk kemeriyle veya arka koltukta özel bir kedi kafesiyle sabitleyin. Bu, ani frenlemelerde veya kazalarda kedinizin güvende kalmasını sağlar.
Kediyi Rahatlatıcı Yöntemler
Kedinizin seyahate uyum sağlaması için onu rahatlatıcı yöntemler kullanabilirsiniz. Örneğin, feromon spreyleri, kedilerin sakinleşmesine yardımcı olabilir.
Seyahatten önce kedinizin alışık olduğu yatağı veya oyuncakları seyahat çantasına yerleştirerek, ona biraz tanıdıklık ve güven hissi sağlayabilirsiniz.
2. Uzun Mesafe Seyahatler
Uzun mesafeli seyahatlerde kedinizi yanınızda götürmek isterseniz, aşağıdaki önlemleri almanız önemlidir:
Kedinizin Rahatı İçin Molalar
Uzun yolculuklarda, kedinizin rahatı için düzenli mola verin. Kedinizi çantadan çıkararak tuvalet ihtiyacını gidermesine ve biraz egzersiz yapmasına olanak tanıyın.
Mola sırasında kedinizi asla araçta yalnız bırakmayın. Sıcak havalarda araç içi sıcaklık çok hızlı bir şekilde artabilir ve kediniz için tehlikeli olabilir.
Su ve Yiyecek İhtiyacı
Uzun süreli seyahatlerde, kedinizin su ve yiyecek ihtiyaçlarını göz ardı etmeyin. Seyahat çantasına su kabı ve kedinizin düzenli olarak tüketeceği miktarda mama veya özel seyahat mama kapları ekleyin.
Kedinizin suyunu düzenli olarak tazeleyin ve mamasını düzenli aralıklarla verin.
Konaklama ve İdare Edilebilir Ortamlar
Konaklayacağınız yerde kedinizin hoşuna gidecek ve güvenli olacak bir ortam sağlamaya çalışın. Kedinizin rahat edeceği sessiz ve sakin bir oda ayarlayın.
Konaklama yerinde, kedinizin çıkabileceği tehlikeli alanları engellemek için gerekli önlemleri alın. Prizlere kapatıcılar, zehirli bitkileri uzak tutma gibi önlemler almak önemlidir.
3. Taşınma ve Yeni Ev
Kedinizle birlikte taşınmayı planlıyorsanız, aşağıdaki ipuçları size yardımcı olabilir:
Yeni Evde Güvenli Alan Oluşturma
Kedinizi yeni evinizde rahat ettirebilmek için önceden bir güvenli alan oluşturun. Bu, kedinizin yeni ortama alışmasını sağlar ve strese girmesini engeller.
Güvenli alan, kedinizin yiyecek, su, tuvalet ve dinlenme alanlarını içermelidir.
Kedinizin Tüy Dökme Dönemi
Taşınma süreci, kedinizin stresli olabileceği bir dönemdir ve tüy dökme artabilir. Kedinizin tüylerini düzenli olarak tarayarak ve ona ilave tüy dökme ürünleri kullanarak tüyleri kontrol altında tutabilirsiniz.
Yeni Çevrede Yavaş Adaptasyon
Kediniz yeni evine alışması için zaman ve sabır gerektirebilir. Yeni çevreye alışması için ona yavaş yavaş keşfetme fırsatları verin.
Yeni evinizdeki odalara kontrollü erişim sağlayarak, kedinizin evi keşfetmesini ve güvende hissetmesini sağlayabilirsiniz.
Kedinizle seyahat etmek veya taşınmak bazı zorluklarla gelebilir, ancak uygun önlemler alarak ve kedinizin rahatını gözeterek bu süreci başarıyla yönetebilirsiniz. Kedinizin güvende, sağlıklı ve rahat olması için ihtiyaçlarını öncelikli olarak göz önünde bulundurun ve veteriner hekiminizden tavsiye almayı unutmayın.
Köpeğiniz İçin Güvenli ve Etkili Egzersiz Yöntemleri
Egzersiz, köpeğinizin sağlıklı ve mutlu kalmasının önemli bir parçasıdır. Ancak tüm egzersiz türlerinin köpeğiniz için uygun olmadığını unutmayın. Bu yazımızda, sizlere köpeğiniz için güvenli ve etkili egzersiz yöntemlerini paylaşacağız.
Neden Egzersiz Şart?
Egzersiz, köpeğinizin vücut ağırlığını kontrol altında tutmada, kas dengesini ve kondisyonunu iyileştirmede yardımcı olur. Dahası, düzenli fiziksel aktivite, enerjik köpeklerin enerjisini boşaltmasına yardımcı olarak davranış problemlerini önleyebilir.
Köpeğinizin Yaşına ve Türüne Göre Egzersizler
Farklı yaş ve ırklardaki köpeklerin farklı egzersiz ihtiyaçları vardır. Yavru köpekler enerjik olabilirler, ancak kemikleri ve eklemleri tamamen gelişene kadar ağır egzersizlerden kaçınmalıdırlar. Yaşlı köpekler genellikle daha az aktif olur ve daha hafif egzersizler gerektirebilirler. Köpeğinizin ırkı da onun egzersiz ihtiyaçlarını etkiler. Örneğin, retriever ve collie türleri gibi enerjik köpek ırkları genellikle daha fazla egzersiz gerektirir.
Aşağıda, farklı yaş ve türdeki köpekler için uygun olan bazı egzersizler bulunmaktadır:
Yürüyüş: Tüm köpekler için uygun olan bu etkinlik, bir bonus olarak köpeğinizin çevresini keşfetmesine olanak sağlar.
Koşu: Enerjik ve büyük ırklar için idealdir. Ancak, köpeğinizin sağlıklı olduğundan ve koşuya uygun olduğundan emin olun.
Fetch oyunu: Bu, köpeğinizi aktif tutacak ve enerjisini boşaltmasına yardımcı olacaktır.
Agility eğitimi: Bu eğitim türü, köpeğinizin zekasını ve koordinasyonunu geliştirir.
H2: Güvenli ve Etkili Egzersiz Yöntemlerinin Listesi
Düzenli Yürüyüşler: Her köpek, günlük düzenli yürüyüşlerden faydalanır. Yürüyüşler, köpeğinize sosyalleşme, keşfetme ve egzersiz fırsatı sağlar.
Oyunlar: Oyunlar, egzersizin eğlenceli bir formudur. Fetch, saklambaç ve frisbee, köpeğinizi hem zihinsel hem de fiziksel olarak meşgul edebilecek mükemmel oyunlardır.
Yüzme: Yüzme, özellikle eklemleri hassas olan köpekler için harika bir egzersizdir. Her zaman gözetim altında olmasını sağlayın ve soğuk hava koşullarında yüzmemesine dikkat edin.
Agility Eğitimi: Köpeğinizin zihinsel ve fiziksel yeteneklerini geliştiren bu egzersiz formu, enerji boşaltma yöntemi olarak da mükemmeldir.
Dog Yoga: "Doga" olarak adlandırılan bu aktivite, köpeğinizi sakinleştirir ve kaslarını güçlendirir.
Sonuç olarak, köpeğinize düzenli olarak egzersiz yapma alışkanlığı kazandırmak, onun genel sağlığı ve mutluluğu için hayati öneme sahiptir. Farklı egzersiz seçenekleri arasından hangisinin en uygun olduğunu belirlerken, köpeğinizin yaşı, sağlık durumu ve ırkını göz önünde bulundurmayı unutmayın. Unutmayın, egzersiz sadece köpeğinizin sağlıklı kalmasına yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda sizin ve köpeğinizin arasındaki bağı da güçlendirir. Her egzersiz oturumunu güvenli ve keyifli bir deneyim haline getirerek, köpeğinizin daha uzun, daha sağlıklı ve daha mutlu bir yaşam sürmesine yardımcı olabilirsiniz.
Köpeklerde Evde Kalma Sendromu
Evde kalma sendromu, köpeklerin yalnız kaldıklarında yaşadıkları stres ve kaygı durumudur. Özellikle çalışan sahipleri olan köpekler için bu durum sıkça görülebilir. Evde kalma sendromu, köpeğin davranışlarında değişikliklere ve bazen de istenmeyen davranışlara neden olabilir. Bu blog yazımızda, köpeklerde evde kalma sendromunun nedenlerini ve nasıl önlemler alabileceğinizi ele alacağız.
Evde Kalma Sendromunun Nedenleri
Köpeklerde evde kalma sendromu genellikle aşağıdaki nedenlerden kaynaklanır:
Ayrılık Kaygısı
Köpekler sosyal hayvanlardır ve sahipleriyle sürekli bir bağ kurarlar. Sahiplerinin yanında olmadıklarında ayrılık kaygısı yaşayabilirler.
Yalnızlık hissi ve sahiplerinin yokluğu, köpeğin stres seviyelerini artırabilir ve evde kalma sendromuna yol açabilir.
Rutin Değişiklikleri
Köpekler rutinlere alışkındır ve bu rutinler onlara güven ve güvende hissettirir. Sahiplerinin düzenli olarak evde olmadığı veya rutinlerin değiştiği durumlarda köpekler strese girebilirler.
Eksik Uyarı ve Egzersiz
Köpekler fiziksel ve zihinsel uyarıya ihtiyaç duyarlar. Eğer yeterli egzersiz yapmaz veya uygun uyarılmazlarsa, enerjilerini evde istenmeyen davranışlarla gösterebilirler.
Evde Kalma Sendromunu Önlemek İçin Alabileceğiniz Önlemler
Evde kalma sendromunu önlemek veya hafifletmek için aşağıdaki önlemleri alabilirsiniz:
1. Uzun Yürüyüşler ve Egzersiz
Köpeğinize yeterli fiziksel aktivite ve egzersiz yaptırmak, enerjisini atmasını ve stresinin azalmasını sağlar.
Her gün uzun yürüyüşlere çıkın veya köpeğinizle oyunlar oynayarak onu aktif tutun.
2. Zihinsel Uyarı
Köpeğinizi zihinsel olarak uyaracak oyuncaklar ve bulmacalar kullanabilirsiniz. Bu, köpeğinizin meşgul olmasını ve zihinsel olarak meşgul olması gereken zamanı geçirmesini sağlar.
3. Oyuncaklar ve Kırılgan Şeylerin Saklanması
Evde kalma sendromu yaşayan köpekler genellikle sıkılmışlıkla birlikte yıkıcı davranışlar sergilerler. Değerli veya kırılgan eşyalarınızı köpeğinizin ulaşamayacağı bir yere kaldırarak bu tür davranışları önleyebilirsiniz.
Köpeğiniz için çeşitli oyuncaklar sağlayarak onun ilgisini çekebilecek alternatifleri sunabilirsiniz.
4. Ayrılma Eğitimi
Köpeğinizin yalnız kalmaya alıştırmak için ayrılma eğitimi vermek önemlidir. Birkaç dakika ayrı kalmaya başlayarak süreyi artırarak köpeğinizi yavaşça bu duruma alıştırabilirsiniz.
Köpeğinizi ayrılırken ödüllendirerek, ayrılık durumunu olumlu bir deneyim haline getirebilirsiniz.
5. Yardımcı Ürünler ve Profesyonel Yardım
Köpeğinizin rahatlamasına yardımcı olabilecek ürünler mevcuttur. Feromon spreyleri, kayışlı çantalar ve rahatlatıcı müzikler bu sürece katkı sağlayabilir.
Eğer köpeğinizin evde kalma sendromu ciddi boyutlarda ise, bir veteriner hekim veya profesyonel köpek eğitmeninden yardım almayı düşünebilirsiniz.
Evde kalma sendromu köpekler için önemli bir sorundur, ancak uygun önlemler alarak ve köpeğinizi aktif, meşgul ve uyarılmış tutarak bu sorunu kontrol altına alabilirsiniz. Unutmayın ki her köpeğin ihtiyaçları farklı olabilir, bu nedenle köpeğinizin davranışlarını gözlemleyerek ona uygun bir çözüm bulmak için sabırlı olun.
Köpeklerde İshal ve Tedavisi
Köpeklerde ishal, sindirim sistemindeki bir sorunun belirtisi olabilir ve köpeğinizin rahatsızlık duymasına neden olabilir. İshal, sıvı veya gevşek dışkılama şeklinde ortaya çıkar ve çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bu blog yazımızda, köpeklerde ishalin nedenlerini, belirtilerini ve tedavi yöntemlerini ele alacağız.
İshalin Nedenleri
Köpeklerde ishalin birçok farklı nedeni olabilir:
Beslenme Değişiklikleri: Köpeğinizin beslenme alışkanlıklarında ani bir değişiklik yapmak veya yeni bir mama veya yiyecek eklemek sindirim sisteminde bozulmaya neden olabilir.
Yanlış Beslenme: Köpeğinize insan yiyecekleri veya sindirim sistemine uygun olmayan yiyecekler vermek ishale yol açabilir.
Parazitler: Bağırsak parazitleri köpeğin sindirim sistemini etkileyebilir ve ishal yapabilir.
Enfeksiyonlar: Bakteriyel, viral veya mantar enfeksiyonları, köpeğin bağırsaklarını etkileyerek ishale neden olabilir.
Stres ve Anksiyete: Köpeklerde stres, anksiyete veya heyecan, sindirim sisteminin normal işleyişini etkileyebilir ve ishale yol açabilir.
Zehirli Maddeler: Köpeklerin yanlışlıkla zehirli bitkileri yemesi veya toksik maddelerle temas etmesi ishalin bir nedeni olabilir.
İshalin Belirtileri
Köpeklerde ishalin bazı belirtileri şunlar olabilir:
Sıvı veya gevşek dışkılama
Sık tuvalete çıkma
İstemsiz dışkı kaçırma
Kanlı veya kötü kokulu dışkı
Karın ağrısı veya rahatsızlık
İştah kaybı
Halsizlik veya enerji kaybı
Eğer köpeğinizde bu tür belirtiler fark ederseniz, bir veteriner hekime başvurmanız önemlidir. Veteriner hekim, köpeğinizin ishalinin nedenini belirleyecek ve uygun bir tedavi planı önererek köpeğinizi rahatlatmaya yardımcı olacaktır.
İshalin Tedavisi
Köpeklerde ishalin tedavisi, altta yatan nedenin belirlenmesine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. İşte köpeklerde ishalin tedavisi için uygulanabilecek bazı yöntemler:
1. Veteriner Hekim Önerisi
Öncelikle, köpeğinizdeki ishalin nedenini belirlemek için bir veteriner hekime danışmanız önemlidir. Veteriner hekim, köpeğinizi muayene edecek, gerekli testleri yapacak ve uygun bir tedavi planı önererek köpeğinizin rahatlamasını sağlayacaktır.
2. Beslenme Değişiklikleri
Veteriner hekiminizin önerisi doğrultusunda, köpeğinizin beslenmesinde geçici bir değişiklik yapmanız gerekebilir. Örneğin, sindirimi kolaylaştırmak için hafif yiyecekler veya diyet mamaları verebilirsiniz. Su tüketimini artırmak da önemlidir, bu nedenle köpeğinizin her zaman taze suya erişimi olduğundan emin olun.
3. İlaç Tedavisi
Veteriner hekiminiz, köpeğinizin durumuna bağlı olarak ilaç tedavisi önerebilir. Bu ilaçlar, bağırsakları rahatlatmak, enfeksiyonları kontrol altına almak veya parazitleri tedavi etmek için kullanılabilir. Ancak, asla kendi kendinize ilaç vermeyin ve veteriner hekiminizin talimatlarına kesinlikle uyun.
4. Dinlenme ve Stres Yönetimi
Köpeğinizin dinlenmesini sağlamak ve stresi azaltmak, iyileşme sürecine yardımcı olabilir. Sakin bir ortam sağlayın, uygun uyku alanı sunun ve gerektiğinde köpeğinize rahatlatıcı teknikler uygulayın. Eğer stres kökenli bir ishalse, köpeğinizi sakinleştirmek için oyunlar oynayabilir veya rahatlama egzersizleri yapabilirsiniz.
5. Düzenli Kontroller
İshal tedavisi sürecinde veteriner kontrollerine düzenli olarak gitmek önemlidir. Veteriner hekiminiz, köpeğinizin ilerlemesini takip edecek, gerektiğinde tedavi planını güncelleyecek ve size gerekli talimatları verecektir.
Köpeklerde ishal, genellikle hafif bir sorun olarak kabul edilse de, bazı durumlarda ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabilir. Bu nedenle, köpeğinizde ishal belirtileri fark ettiğinizde, vakit kaybetmeden bir veteriner hekimden destek almanız önemlidir.
Not: Bu makaledeki bilgiler genel bilgi amaçlıdır ve veteriner hekiminize danışmadan uygulanmamalıdır.
Köpeklerin Yaşadığı İşitme Kaybı ve Rehabilitasyonu
Köpekler, dünyayı keşfetmek, iletişim kurmak ve çevrelerini algılamak için işitme duyularını kullanırlar. Ancak bazı köpekler doğuştan veya yaşlanma süreciyle birlikte işitme kaybı yaşayabilirler. Bu durum köpeğin yaşam kalitesini etkileyebilir ve sahipleri için endişe verici olabilir. Bu makalede, köpeklerin işitme kaybıyla başa çıkma sürecini ve rehabilitasyon yöntemlerini ele alacağız.
İşitme Kaybının Nedenleri
Köpeklerde işitme kaybının birkaç farklı nedeni olabilir:
Genetik Faktörler: Bazı köpek ırklarında işitme kaybı, genetik faktörlerden kaynaklanabilir. Örneğin, Dalmatian gibi bazı ırklarda işitme kaybı sıkça görülür.
Yaşlanma: Yaşlanma süreciyle birlikte köpeklerde işitme kaybı meydana gelebilir. Bu durum genellikle yaşlı köpeklerde daha yaygındır.
Kulak Enfeksiyonları: Tekrarlayan kulak enfeksiyonları, köpeklerde işitme kaybına neden olabilir. Kulak içindeki iltihaplanma işitme organını etkileyebilir.
Kulak Yaralanmaları: Kafa travmaları veya kulaklara gelen yaralanmalar, köpeklerde işitme kaybına yol açabilir.
İşitme Kaybının Belirtileri
Köpeklerde işitme kaybının belirtileri şunlar olabilir:
Sesi duymamak veya geç duymak
Sahibinin çağırmasına tepki vermemek
Sessiz olma veya diğer köpeklerin havlamasına tepki vermemek
Dikkat dağınıklığı ve şaşkınlık hali
Yüksek seslere veya ani seslere tepki vermek
İletişim eksikliği veya zorlukları
Eğer köpeğinizde bu tür belirtiler fark ederseniz, bir veteriner hekime başvurmanız önemlidir. Veteriner hekim, işitme kaybının nedenini belirlemek ve uygun bir rehabilitasyon programı oluşturmak için gerekli testleri yapacaktır.
İşitme Kaybı Rehabilitasyonu
İşitme kaybı olan köpekler için rehabilitasyon süreci bazı önlemler ve eğitim tekniklerini içerir:
1. Veteriner Hekim Kontrolü
İlk adım olarak, köpeğinizi bir veteriner hekime götürerek işitme kaybının nedenini ve derecesini belirlemeniz önemlidir. Veteriner, gerekli testleri yaparak köpeğinizin işitme durumunu değerlendirecektir.
2. İletişim Yöntemleri
Köpeğinizin işitme kaybı varsa, iletişim için alternatif yöntemler kullanabilirsiniz. Örneğin, işaret dilini veya görsel işaretleri kullanarak köpeğinize komutlar verebilirsiniz. Ayrıca, vücut dilinizi ve jestleri kullanarak köpeğinizle iletişim kurmanız da etkili olabilir.
3. Eğitim ve Oyunlar
Köpeğinizin işitme kaybını telafi etmek ve zihinsel uyarı sağlamak için eğitim ve oyunlar önemlidir. Örneğin, görsel ipuçlarıyla köpeğinize temel komutları öğretebilirsiniz. Ayrıca, zihinsel olarak meşgul edici oyuncaklar ve bulmacalar kullanarak köpeğinizi uyarabilirsiniz.
4. Ortam Düzenlemesi
Evdeki ortamı işitme kaybı olan köpeğiniz için uyarlamak önemlidir. Örneğin, koltuk veya yatağın yakınına titreşimli bir yatak yerleştirebilirsiniz. Bu, köpeğinizin sizi hissetmesini ve ona yaklaştığınızı anlamasını sağlar.
5. Düzenli Veteriner Kontrolleri
İşitme kaybı olan köpeklerin düzenli veteriner kontrollerine gitmesi önemlidir. Veteriner hekim, köpeğinizin işitme durumunu takip eder ve gerekli tedbirleri almanız konusunda size rehberlik eder.
İşitme kaybı olan köpekler için rehabilitasyon süreci zaman ve sabır gerektirir. Unutmayın ki her köpek bireyseldir ve işitme kaybıyla başa çıkma süreci farklılık gösterebilir. Uygun önlemler, eğitim ve sevgiyle köpeğinizin yaşam kalitesini iyileştirebilir ve mutlu bir hayat sürmesine yardımcı olabilirsiniz.
Köpeklerin Zehirlenme Durumunda Yapılması Gerekenler
Evcil hayvanlarımızın sağlığı, biz hayvan severler için her zaman önceliğimizdir. Köpekler, enerjik doğaları ve meraklı ruhları gereği, evde veya dışarıda birçok zehirli maddeye maruz kalabilirler. Bu blog yazısında, köpeklerin zehirlenme durumunda ne yapılması gerektiğini, hangi belirtileri izlememiz gerektiğini ve önleme yöntemlerini anlatacağız.
Zehirlenme Belirtileri Nelerdir?
Köpeğinizin zehirlendiğini anlamak için, aşağıdaki belirtilere dikkat edin:
Kusma veya ishal
Titreme veya kas seğirmeleri
Uyuşukluk veya hiperaktivite
Yeme ve içme düzeninde değişiklikler
Nefes alıp vermede zorluk veya hızlı nefes alıp verme
Ağızda salya veya köpük oluşumu
Bu belirtilerden herhangi biri görülürse, hemen bir veteriner hekime başvurulmalıdır.
Köpeğiniz Zehirlendiğinde İlk Yapmanız Gerekenler
Zehirlenme belirtileri gösteren bir köpeğin sağlık durumu hızla kötüleşebilir. Bu nedenle hızlı ve doğru bir şekilde hareket etmek çok önemlidir.
Sakin Olun: Panik olmayın, zira durumu daha da kötüleştirebilirsiniz. Sakin bir şekilde ilk yardım adımlarını uygulayın ve veteriner hekiminize ulaşın.
Zehir Kaynağını Belirleyin: Eğer mümkünse, köpeğinizi zehirleyen maddeyi belirleyin. Bu, veteriner hekimin doğru tedaviyi uygulaması için çok önemlidir.
Veteriner Hekiminize Ulaşın: Köpeğinizi götürmekte gecikmeden hemen bir veteriner hekime başvurun. Zehirlenme belirtileri ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Köpeklerde Zehirlenmeye Karşı Önlem Almak
Köpeklerin zehirlenmesini önlemek, sahiplerinin elindedir. Aşağıdaki önlemleri alarak, evcil hayvanınızın zehirlenme riskini önemli ölçüde azaltabilirsiniz:
Zehirli Maddelerden Uzak Tutun: Evde veya bahçede bulunan zehirli maddeleri (örneğin, temizlik malzemeleri, böcek ilaçları, bitkiler) köpeğinizin erişemeyeceği yerlere koyun.
Köpeğinizi Gözetim Altında Tutun: Dışarıda veya yabancı bir yerdeyken, köpeğinizi dikkatli bir şekilde izleyin. Bilmediğiniz maddelerle oynamasına veya yemesine izin vermeyin.
Eğitim: Köpeğinize "hayır" komutunu öğretin. Bu, tehlikeli maddelere doğru ilerlediğinde onu durdurabilir.
Unutmayın, köpeğinizin sağlığı sizin ellerinizde. Yukarıda belirttiğimiz ipuçlarını takip ederek, evcil hayvanınızın zehirlenme riskini en aza indirebilirsiniz. Ancak unutmayın ki her türlü zehirlenme durumunda hemen bir veteriner hekime başvurmanız hayati önem taşır. Köpeklerin sağlığı bizim için önemlidir ve bu konuda bilinçlenmek, onları korumak adına atabileceğimiz en önemli adımdır.
Köpeklerinizin Kendilerini Serin Tutması İçin Neler Yapabilirsiniz?
Yaz ayları, çoğumuz için güneşin tadını çıkarmanın ve tatil yapmanın zamanıdır. Ancak, köpekler için bu mevsim sıcaklık artışı ve yüksek nem ile birlikte bazı tehlikeleri de beraberinde getirebilir. Kürkleri ve genellikle soğutma mekanizmalarının insanlardan daha zayıf olması nedeniyle, köpeklerin aşırı ısınmaları ve hatta ısı çarpması riski vardır. Bu yüzden onların serin kalmasına yardımcı olmak, her köpek sahibinin görevi olmalıdır.
Peki, köpeğinizin kendisini serin tutması için neler yapabilirsiniz? Aşağıda, köpeğinizi yaz sıcaklarında rahat tutmanın bazı yollarını bulabilirsiniz.
1. Yeterli Su Sağlayın
1.1 Sürekli Taze ve Soğuk Su:
Köpekler, tıpkı insanlar gibi, sıcak hava koşullarında daha fazla su tüketirler. Onlara sürekli taze ve soğuk su sunmak, vücut ısılarını düzenlemelerine yardımcı olur. Bir su kabı doldurmanın yanı sıra, dondurulmuş pet şişeleri veya buz küpleri kullanarak suyu soğuk tutabilirsiniz.
1.2 Seyahat Sırasında Su:
Dışarıdayken, köpeğinize taşınabilir bir su kabı getirmeyi unutmayın. Uzun yürüyüşler veya park ziyaretleri sırasında bile, köpeğinizin serinlemesi için taze suya ihtiyaç duyduğunu unutmayın.
2. Köpeğinizi Sıcak Saatlerde İçeride Tutun
2.1 İçerideki Serin Alanlar:
Öğle saatlerinde güneşin en güçlü olduğu zamanlarda, köpeğinizi içeri alın. Evin içinde genellikle dışarıya göre daha serin olan yerleri bulmasına yardımcı olun.
2.2 Klima veya Vantilatör:
Evinizde klima veya vantilatör kullanıyorsanız, köpeğinizin bu alanlara erişimi olduğundan emin olun. Ancak doğrudan hava akışına maruz kalmamaları gerektiğini unutmayın, bu onları rahatsız edebilir.
3. Serinletici Ürünler Kullanın
3.1 Serinletici Yatak ve Yelekler:
Piyasada, özellikle yaz aylarında köpeklerinizi serin tutmak için tasarlanmış bir dizi ürün bulunmaktadır. Bunlar arasında serinletici yatak ve yelekler, serinletici bandanalar ve hatta köpekler için özel tasarlanmış su oyuncakları bulunur.
3.2 Köpeklere Özel Dondurma:
Köpeklere özel dondurmalar, onları serinletmenin lezzetli bir yoludur. Ancak, bu ürünlerin köpeğinize zarar vermemesi için her zaman güvendiğiniz markaları seçtiğinizden emin olun.
4. Egzersiz Zamanlarını Ayarlayın
4.1 Sabah ve Akşam Yürüyüşleri:
Güneşin en yoğun olduğu saatlerde köpeğinizle yürüyüş yapmaktan kaçının. Sabah erken saatlerde ve akşam güneş battıktan sonra egzersiz yapmayı tercih edin.
4.2 Egzersizin Şiddetini Ayarlayın:
Aşırı sıcaklarda, özellikle de yüksek enerjili köpekler için egzersiz seviyesini düşürün. Isınan hava, normalde hafif bir egzersiz olarak kabul edilebilecek bir yürüyüşü bile zorlaştırabilir.
Yukarıdaki tavsiyelere uymak, köpeğinizi sıcak yaz aylarında serin ve rahat tutmanın harika yollarıdır. Ancak her zaman dikkatli olun ve köpeğinizin ısı çarpması belirtilerini öğrenin - aşırı tükürüklenme, hızlı nefes alma veya kusma gibi. Herhangi bir belirti görürseniz, hemen veterinerinize başvurun. Unutmayın, önlem her zaman tedaviden daha iyidir. Yazın tadını güvenli ve sağlıklı bir şekilde çıkarmanız dileğiyle!
Yavru Köpeğin Beslenmesi Nasıl Olmalı?
Sağlıklı bir beslenme düzeni her canlı gibi köpek dostunuz için de büyük önem taşır. Özellikle yavru bir köpek sahiplendiyseniz, büyüme ve gelişme sürecinde olan bu yeni ev arkadaşınıza beslenme programı oluştururken ekstra dikkatli olmanız gerekir.
Yeterli, dengeli ve kaliteli bir beslenme düzeniyle büyüyen köpeklerin kemik, kas ve diş gelişimleri daha sağlıklı; sindirim ve bağışıklık sistemleri daha güçlü olur. Bu da dostunuzun daha uzun ve daha mutlu bir yaşam kalitesine kavuşması anlamına gelir.
Yavru Köpek Beslenmesi Nasıl Olmalı?
Yavru köpeklerin sindirim ve bağışıklık sistemleri henüz gelişme evresindedir. Bu nedenle yetişkin köpeklerden farklı olan besin ihtiyaçları vardır. Köpeklerde yetişkinlik yaşı, minik dostunuzun ırkına ve boyutuna bağlı olarak değişiklik gösterir. Köpek ırkları temel olarak 5 kategoriye ayrılır; çok küçük ırk, küçük ırk, orta ırk, büyük ırk, dev ırk.
Çok küçük ırk (4 kg’a kadar): 8 ay
Küçük ırk (5 kg ila 10 kg arası): 10 ay
Orta ırk (11 kg ila 25 kg arası): 12 ay
Büyük ırk (26 kg ila 44 kg arası): 15 ay
Dev ırk (45 kg ve üzeri): 18-24 ay
Köpeğinizin, yetişkinliğe erişene kadar mutlaka sindirim sistemini destekleyen öğünlerle beslenmesi gerekir. Yavru köpekler, hayatlarının ilk evresinde tüm besin ihtiyaçlarını anne sütünden alır. Anne sütü bebek için gereken vitamin, mineral, protein, karbonhidrat ve yağ miktarını karşılamasının yanı sıra dış etkenlere karşı koruyuculuk da sağlar. Böylece doğal bağışıklık sistemi oluşmaya başlar, anne sütündeki besinler sayesinde yavrunun bağırsaklarında yararlı bakteriler oluşur, sindirim sistemi güçlenmeye başlar.
Bu nedenle yavru bir köpek, ilk bir aylık süreçte mutlaka anne sütü ile beslenmelidir. Ölüm, hastalık gibi zaruri bir neden sonucu anneden ayrılan yavru köpeğin ihtiyaç duyduğu besinleri alabilmesi için çok dikkatli ve özenli olmak gerekir. Böyle bir durumla karşılaştığınızda vakit kaybetmeden uzman bir veteriner hekime danışmalı ve onun önerdiği şekilde besleme yapmalısınız.
Yavrular, yaklaşık 4-6 haftalıkken sütten kesilir. Bu dönem yavruların gelişim çağıdır ve en iyi şekilde beslenmeleri gerekir.
Yavru köpeklerin, yetişkin köpeklerden daha fazla besine ihtiyacı vardır. Bu nedenle kalsiyum, fosfor, vitamin ve mineral olarak zengin; besin değeri yüksek; kolay sindirilebilir özel mamalar ile beslenmeleri gerekir.
Sütten kesilen minik dostunuzu kuru mamaya alıştırırken çiğneme refleksini kuvvetlendirmek için mamayı ıslatmalı ya da yaş mama ile karıştırarak vermelisiniz. Ayrca bu uygulama, mamanın kokusunu ve lezzetini artıracağı için onu kuru mama yemeye teşvik de eder.
Köpeğiniz için kuru mama seçerken besin değerlerinin yanı sıra tane büyüklüğüne de dikkat etmelisiniz. Çok iri taneler, ağza almayı ve çiğnemeyi zorlaştırdığı için yavrunuzun beslenmesini olumsuz olarak etkileyebilir.
Yavru Köpekler Hangi Sıklıkla ve Ne Kadar Beslenmeli?
Tüylü dostunuzun sağlıklı ve güçlü bir şekilde gelişip büyüyebilmesi için yeterli düzeyde beslenmesi oldukça önemlidir. Bu nedenle öğün sıklıklarına çok dikkat ederek besleme planı oluşturulmalıdır.
Yavru köpeklerin mideleri, günlük ihtiyaçlarını tek öğünle karşılayacak kadar gelişmiş değildir. Bu nedenle 6 aylık oluncaya kadar 3 öğün besleme yapılmalıdır. 6. aydan sonra öğünler 2’ye indirilmeli, 12. ayla beraber tek öğüne düşülmelidir.
Yine de her köpeğin beslenme ihtiyacı farklılık gösterebileceği için ideal öğünlerin planlamasını yaparken veteriner hekiminizden yardım alabilir, onun önerisi ile öğün sıklığını ve mama miktarını ayarlayabilirsiniz.
Yavru Köpek Beslerken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Suyu ve maması, küçük dostunuz için hayati önem taşır. Artık ailenizin bir üyesi olan köpeğinizi beslerken aşağıda yer alan maddelere dikkat etmeniz onun hem daha sağlıklı hem de daha mutlu olmasına yardımcı olur:
Köpeğinizin mutlaka kendine ait bir mama, bir de su kabı olmalı. Seçim yaparken kolayca devrilmeyecek şekle ve büyüklüğe sahip modelleri tercih etmeye özen gösterin.
Mama ve su kaplarını köpeğinizin kolayca ulaşabileceği temiz ve güvenli bir yerde bulundurun.
Eğer eviniz büyük ya da çok katlı ise kap sayılarını artırmanız, köpeğinizi ulaşım konusunda rahatlatabilir.
Kapları her öğün sonrası temizleyin ve sonraki öğüne kadar temiz tutmaya dikkat edin. Nasıl ki kirli bir tabaktan yemek yemek sizin hoşunuza gitmeyecekse köpeğiniz de bu durumdan mutlu olmayacaktır.
Her zaman temiz ve taze içme suyu bulundurun. Suyun çok soğuk ya da çok sıcak olmamasına dikkat etmeyi unutmayın.
Mama ve su kaplarının yerini değiştirmeyin. Köpekler düzeni seven canlılardır. Sevimli dostunuz kaplarını alıştığı yerde bulamayınca strese girebilir.
Yavru köpeğinize gereken besinler hakkında veteriner hekiminizden bilgi alın ve mama seçiminizi bu doğrultuda yapın.
Minik yavrunuza mama seçerken kaliteli, güvenilir ve bilindik markaları tercih edin.
Mamayı ağzı kapalı bir şekilde, saklama koşullarına uygun olarak muhafaza edin. Dostunuzu taze mamalarla beslemeye özen gösterin.
Ödül mamasını 3. aydan sonra vermeye başlayın ve verdiğiniz mamanın yavru köpeklere uygun olduğundan emin olun.
Köpeğinizin beslenme programında ani değişiklikler yapmayın, kademeli olarak gerçekleştirin.
Mama değişikliği yapmanız gerekliyse bunu bir sürece yayın. Ortalama 7 günlük bir dönem içinde eski mama ile yeni mamayı karıştırarak ve yeni mamanın oranını her gün biraz daha artırarak süreci tamamlayın. Bu yöntem hem tüylü dostunuzun yeni mamasına alışmasını kolaylaştırır hem de sindirim sistemi açısından daha faydalıdır.
Ani mama değişiklikleri köpeklerde ishale sebebiyet verebilir. Bu nedenle mama değişikliği yapacağınızda veteriner hekiminize danışın.
Köpek beslenmesinde en sık yapılan hatalardan birisi onlara balık kılçıkları ve tavuk kemikleri vermektir. Hiçbir besleyiciliği olmadığı gibi sindirim sisteminde takılma ve batma gibi sorunlara neden olarak sağlığını tehlikeye atan bu kemikleri asla köpeğinize yedirmeyin.
İnsanlar için oldukça faydalı olan gıdalar köpeklerde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle minik dostunuzu ev yemekleri ile beslemekten kaçının.
Yavrunuzun kaliteli ve dengeli beslenmesine özen gösterin. Veteriner hekiminizin önermesi durumunda vitamin ve mineral takviyelerini kulanmayı ihmal etmeyin.
Minik dostunuzun beslenme şekli, sağlıklı bir yaşamın temelini oluşturur. Yaşına, kilosuna, ırkına, alerji ve diğer hassasiyetlerine göre oluşturduğunuz kaliteli bir diyet sayesinde tüylü dostunuz uzun yıllar boyunca ailenizin mutlu bir ferdi olmaya devam edebilir.
Yavru Köpek Eğitimi Nasıl Yapılır?
Köpekler evcil hayvanlar arasında insanlara en yakın ve en sadık olanlarıdır. Öte yandan patili dostlarımızı yetiştirmek sabır ve bilgi gerektiren bir iştir. Onları, size ve evinize uyum sağlayabilmeleri için temel bir eğitimden geçirmeniz gerekir.
Yavru Köpek Eğitimi Nasıl Olmalıdır?
Yavru köpek eğitimi köpek cinsleri açısından bazı farklılıklar gösterse de temelde her tür için verilmesi gereken belli başlı eğitimler vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
Sosyalleşme
Yavru köpeklerin birçoğu insanlar tarafından sevilmekten hoşlanır. Öte yandan bu konuda çekimser olanları da vardır. Sevilmekten hoşlanmayan yavru köpeklerin yaşları ilerledikçe daha agresif tavırlar sergilemeleri riski bulunur. Bu nedenle böyle bir sorun varsa bunun bebeklik döneminde çözülmesi önemlidir.
Patili dostunuzu sık sık insanların bulunduğu ortamlara sokmak veya sokakta gezdirirken insanların onu sevmesine müsaade etmek gibi uygulamalar bu çekimserliği atmasına yardımcı olacaktır. Kendisine dokunulmasına alışması için ödül mamalarından da faydalanabilirsiniz.
Özellikle ısırma huyu olan tüylü dostlarımızın bebeklikten itibaren insanlarla kaynaştırılması önemlidir. Bu sayede güçlü cinsler de dahil olmak üzere tüm köpekler insanlara ve diğer canlılara karşı son derece sevecen bir karaktere sahip olabilir.
Sosyalleşme eğitiminde bir diğer önemli nokta da yavru köpeklerin sıçramayı çok sevmeleridir. Genellikle oyun oynama veya sevilme isteklerinin bir tezahürü olan sıçrama, bebeklik döneminde köpeğinizin boyutları küçük olduğundan gözünüze önemsiz ve hatta tatlı gözükebilir. Fakat yavrunuzun büyüyeceğini ve kilo alacağını unutmamalısınız. Sosyal ortamlarda sıçraması durumunda “Hayır” diyerek veya yine ödül mamalarından faydalanarak bu davranışın önüne geçebilirsiniz.
Temel İtaat Eğitimi
Temel itaat, yavru köpeğinizin verdiğiniz temel komutlara uyarak sizin otoritenizi kabul etmesidir. Bu aslında “Otur, kalk, dur, bekle” gibi temel komutları içeren komut eğitimi anlamına gelmektedir. Temel itaat eğitimi ile zaman zaman karşılaşılabilecek saldırgan tavırların önüne geçilebilir. Hem sizinle ve insanlarla ilişkisinde uyumlu hem de ev kurallarına uyan bir köpek yetiştirmek için temel itaat eğitimi oldukça önemlidir.
Temel itaat eğitimi genellikle 5-6 haftalık bir sürede kolaylıkla verilebilir. Bu noktada yavrunun cinsi ve karakter özelliklerinin yanı sıra eğitimi veren kişinin bu konudaki bilgisi de önemlidir. Süreci hızlı ve sağlıklı bir şekilde tamamlayabilmek adına profesyonel bir eğitimci ile çalışabilirsiniz.
Yemek Zamanı
Patili dostlarımızın yemek düzeni konusunda çeşitli uygulamalar vardır. Mama kabında sürekli mama bulundurmak bunlardan bir tanesidir. Bu düzende köpeğiniz ne zaman acıkırsa istediği miktarda mama yiyebilir.
Öte yandan mama kabında günün belirli bir süresinde mama bulundurmak veya gün içinde öğün usulü beslemek şeklinde bir düzeniniz olacaksa bu noktada köpeğinizin yemek zamanı konusunda da eğitime ihtiyacı olacaktır. Her gün aynı saatte mamasını verip bu sınırların dışına çıkmasına müsaade etmeyerek bir yemek disiplini oluşturabilirsiniz.
Beslenme düzenini belirlerken veteriner hekim görüşü alarak karar vermeniz faydalı olacaktır. Ayrıca gelişimini takip edebilmek adına düzenli veteriner kontrolü son derece önemlidir.
Uyku Alanı
Yavru köpeğiniz evin bir ferdi olacağından evde onun için bir yaşam alanı oluşturmanız gerekir. Kendisine ait bir oyun, uyku ve beslenme alanı olması köpeklerde güven duygusunun yerleşmesi için önemlidir.
Köpeklerde güven duygusunun oluşmasının yanı sıra ev içinde kurallara uyması için de kendisine ait olan bu alanları öğrenmesi ve benimsemesi önemlidir. Aksi takdirde evin içinde istemediğiniz alanlarda uyuma alışkanlığı edinebilir.
Yavru Köpek Eğitimi Ne Zaman Verilmelidir?
Yavru köpekler tıpkı bebekler gibi belirli bir büyüme süreci geçirirler. Vereceğiniz eğitimin faydalı olabilmesi için bu büyüme sürecinin göz önünde bulundurulması gerekir. Aksi takdirde verdiğiniz eğitimlerden bir sonuç alamayabilirsiniz.
Yavru köpeklerin ev içinde sosyalleşirken uymaları gereken basit kuralların öğretilmesi ve tuvalet eğitimi için 3-6 aylık süreç uygundur. Temel itaat eğitimi için ise 6 ayın dolmuş olması gerekir. Temel itaat eğitimini aldıktan sonra 9. aydan itibaren ileri itaat eğitimi verilebilir. Alan koruma gibi daha ileri seviye eğitimler için ise en az 18 ayın dolmasını beklemekte fayda vardır.
Yavru Köpek Eğitiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Evin bir bireyi olacak olan tüylü dostunuza verdiğiniz eğitimin verimli olabilmesi için öncelikle köpeğinizin cinsini ve karakter özelliklerini iyi bilmeniz gerekir. Ayrıca eğitimde bazı önemli noktalara dikkat ederek bu süreci hızlıca tamamlayabilir ve olumlu sonuçlar alabilirsiniz. Bu püf noktaları şu şekilde sıralayabiliriz:
Yavru köpeğiniz ile göz teması kurmaya önem verin. Göz kontağı kurarak verdiğiniz komutlar zamanla ses tonunuzun onun için bir uyaran haline gelmesini sağlar. Verdiğiniz komutlara anında hızlıca tepki verebilmesi için ses tonunuzu öğrenmesi önemlidir.
Köpeğinize verdiğiniz komutlar net olmalıdır. “Yapma” gibi genel komutlar yerine göz kontağı kurmaya çalışarak “Hayır”, “Bırak” gibi komutlar vermek daha faydalıdır.
Eğitimde sabır ve kararlılık çok önemlidir. Sürecin uzun sürmesi ihtimaline karşı hazırlıklı olmalısınız.
Eğitim için yavru köpeğinizi bunaltmamalı, neşeli ve mutlu olmasına odaklanmalısınız. Yorulduğu anlarda eğitime ara vererek onunla oyunlar oynayabilir ve neşeli bir anında eğitime tekrar devam edebilirsiniz. Eğitim sonrasında sevimli dostunuzla oyunlar oynamanız eğitim zamanlarını sevmesini ve hevesle tamamlamasını sağlayacaktır.
Köpeğinizle olan ilişkinizde liderin siz olduğunuzu benimsemesi önemlidir. Onun saygısını kazandığınızda otoritenizi de tanıyacaktır.
Tutarlılık, eğitim için önemli noktalardan bir diğeridir. Kuralları net ve belirgin şekilde koymalısınız. Kullandığınız kelimeler ve davranışlarına karşı verdiğiniz tepkiler de tutarlı olmalıdır.
Tüm bu konulara dikkat ederek zamanında vereceğiniz bir eğitim ile yavru köpeğiniz evinize ve ailenize kolaylıkla uyum sağlayacak, evin bir bireyi gibi hayatınızın vazgeçilmez bir parçası olacaktır.
Köpeğim için Hangi Mamayı Tercih Etmeliyim?
Sevimli dostunuz bir yaşını doldurduktan sonra mama ihtiyaçları da buna göre değişiklik gösterir. Köpeğinizin gereken tüm vitamin ve mineralleri alabileceği besleyici bir mama, tüy sağlığından sindirime kadar birçok faktörü etkiler. Yavruluktan yetişkinliğe geçiş döneminde sadık dostlarınız için en uygun mamayı seçmeniz, gelişimlerini sağlıklı bir şekilde tamamlayabilmeleri açısından son derece önemlidir. Onları ihtiyaçlarına uygun ve kaliteli mamalarla beslemek köpek bakımında yerine getirmeniz gereken sorumluluklardan biridir. Can dostunuz için mama seçimi yaparken ürünün belirli standartlarda üretildiğinden ve köpeğinizin mamayı sevip sevmeyeceğinden emin olmanız gerekir. Mamanın içeriği, köpeğinizin yaşı ve ırkı da seçim için göz önünde bulundurmanız gereken kriterlerdir. Yanlış mama tercihi çoğu zaman sağlık açısından çeşitli sorunlara neden olur. Siz de ‘Köpeğim için en uygun mamayı seçerken nelere dikkat etmeliyim?’ sorusunun yanıtını merak ediyorsanız, detaylara göz atabilirsiniz.
Köpek Maması Seçimi Nasıl Yapılır?
Köpeğin Irkı ve Cinsi
Mama seçiminde can dostunuzun ırk ve cins özelliklerini dikkate almanız gerekir. Köpeklerin ırklarına göre fizyolojik özellikleri ve onlar için uygun olan mama türleri de farklılık gösterir. Örneğin, büyük ırk köpeklerin çene ve ağız yapısı daha güçlüdür. Bu nedenle daha iri ve büyük parçalı mama seçimi yapılabilir. Küçük ırk köpekler için ise daha uygun olabilecek küçük parçalı mamalar tercih edilmelidir.
Tüy Yapısı
Beslenme konusunda köpeğin tüy ve deri yapısı da göz önüne alınmalıdır. Tavuk ya da balık alerjisi olan hassas derili köpekler için bu protein içeriğine sahip mamaların seçilmesi deride yaralara ve tüy sağlığının bozulmasına neden olabilir. Bazı durumlarda ördek ve hindi gibi mamalar da tüy dökülmesi sorunu oluşturabilir. Can dostunuz için uygun mama seçimini veteriner hekiminize danışarak yapabilir, sağlıklı ve dengeli bir şekilde beslenmesini sağlayabilirsiniz. Mama konusunda yaptığınız değişikliklere rağmen eğer tüy dökme sorunu hala devam ediyorsa veterinerinize danışabilirsiniz.
Kilo Kontrolü
Köpeğinize mama verirken mama paketinin arkasında belirtilen ölçüleri mutlaka okumalısınız. Köpeğinize yaşa, kiloya ve cinse göre değişen ölçülerde, yeterli miktarda mama verebilirsiniz. Uygun bir ölçü kabı edinerek miktarı doğru şekilde ayarlayabilirsiniz. Kuru ve yaş mama çeşitlerini belirli öğünlerde verebilirsiniz. Köpeğinize günlük ihtiyacından fazla mama vermeniz kilo almasına sebep olabilir. Eğer minik dostunuz kiloluysa özel olarak üretilen light köpek mamaları da iyi bir seçim olabilir. Köpeklerde ishal sorunu, diyetlerdeki ani değişiklikler ve mama dışındaki ek besinler gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Gıda alerjisi ve gıda intoleransı gibi sebepler de zaman zaman ishale sebep olabilir.
Damak Zevki
Mama seçerken köpeğinizin damak zevkini göz önünde bulundurmalısınız. Köpekler, içerikleri bakımından mama çeşitlerinde bazen seçici davranabilir. Bu nedenle köpeğiniz için sağlıklı içeriğe sahip mamaları belirledikten sonra onları teker teker can dostunuza sunarak hangisini sevdiğini anlayabilir ve o mamada karar kılabilirsiniz. Ek beslenme hariç köpeklerin ana besin kaynağı kuru mama çeşitleridir. Pek çok farklı mamayı yiyebilen dostlarınız için dönemsel olarak mama değişikliği yapabilirsiniz.
Sağlıklı Mama İçeriği Nasıl Olmalı?
Yavru ve yetişkin köpek mamaları besin değeri açısından değişiklik gösterir. Yavrular için hazırlanan kuru ve konserve mama çeşitlerinin besin değeri daha yüksektir. Bunun temel sebebi, yavru köpeklerin daha hareketli olmalarıdır. Yetişkin köpekler ise aldıkları enerjiyi kolay kolay yakamayacakları için besin değeri daha düşük mamalarla beslenir. Bu nedenle yetişkin köpeklerin yavru mama çeşitleriyle beslenmemesi önemlidir. Yaşlı köpekler ve küçük ırklar için de uygun şekilde hazırlanmış farklı mama çeşitleri bulabilirsiniz. Mama satın almadan önce içeriğini detaylı şekilde incelemeli, aşağıdaki noktalara dikkat ederek seçim yapmalısınız. Mama seçiminde kararsız kalıyorsanız, işte sağlıklı mama seçimi için bazı ipuçları…
Mama tercihi yaparken et oranının en az %30 olmasına dikkat edilmeli.
Kalsiyum, demir, fosfor ve bakır gibi minerallere sahip olmalı.
Mamalar GDO, tatlandırıcı ve renklendirici içermemeli.
Köpek maması satın almadan önce son kullanma tarihlerine bakmayı unutmamalısınız. Köpeğinizin tüketeceği süreyi ve mama miktarını göz önünde bulundurarak uygun seçimi yapabilirsiniz.
Ham protein oranı yüksek olmalı.
Köpeğinizin yaşına, ırkına, cinsine, aktiflik durumuna uygun seçimler yapmalısınız.
Köpeğinizin hastalık, alerjik reaksiyon veya hamilelik gibi özel bir durumu varsa uzman bir veterinere danışarak mama seçimini buna göre gerçekleştirebilirsiniz.
Mamaların soyalı olması köpeklerde sindirim sistemi sorunlarından mineral emilimine kadar birçok probleme davetiye çıkarır. Mama seçiminde soyasız ürünlere yönelmelisiniz.
Bazı mamalarda birtakım katkı maddeleri kullanılır. Bu gibi durumların önüne geçmek için mamanın içeriğini iyi okumalı ve mümkünse bir veteriner hekimden yardım almalısınız.
Yüksek mısır ve pirinç içeren tahıllı mamaların glisemik indeksi yüksek olduğu için bu durum köpeklerde obeziteden şeker hastalığına kadar pek çok soruna neden olabilir. Doğru beslenme için tahıl oranı düşük veya tahılsız mamalar tercih etmekte fayda vardır.
Siz de minik dostunuzun iyi beslenmesi için kaliteli içeriklerle hazırlanmış mama seçimi yaparak onun sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlayabilirsiniz. Kito tarafından hazırlanan kuru ve yaş mama çeşitlerini inceleyerek köpeğinizi birinci sınıf proteinlerden oluşan mamalarla besleyebilirsiniz.
Kedi Sahiplenmeden Önce Göz Önünde Bulundurulması Gerekenler Nelerdir?
Evinizin neşesi, uyku arkadaşınız, can dostunuz olacak bir kedi hayaliniz olabilir ancak kedi sahiplenmeden önce bilmeniz gerekenler var. Küçük dostunuzla beraber yaşamak çok keyifli olsa da getirdiği bazı sorumluluklar mevcut. Kedi sahiplenme sürecinin öncesinde bu detayları mutlaka bilmeli ve hazırlıklarınızı yapmalısınız. Böylelikle, bir sürpriz yaşamadan, patili dostunuzla huzurlu bir yaşama adım atabilirsiniz.
Kedi Sahiplenme Sorumlulukları da Beraberinde Getirir
Kedi sahiplenme yalnızca evinizi bir kediye açmaktan, ona sevgi göstermekten ibaret değildir.
Bir kediyle hayatı paylaşmak onun sorumluluğunu almak anlamına gelir. Kedinizi tehlikelerden sakınmak, kontrollerini düzenli olarak yaptırmak onun sağlıklı bir yaşam sürmesi için gereklidir. Resmi prosedürlere ek olarak kedi sahiplenirken, evinizde onun oyun oynayabileceği bir alana, minderinin bulunacağı özel bir köşeye ihtiyaç duyacağını bilmelisiniz. Ayrıca, evin kedi için güvenli olduğundan emin olmalısınız. Bunun için pencerelerinize güvenlik ağları taktırmanız gerekebilir.
Kedi sahiplendiğinizde, evinizde her an size neşe verecek bir arkadaşa sahip olursunuz. Örneğin, kediniz bir yere uzanırken sakarlık yapabilir, gelip size sevgi gösterebilir veya bir sineğin peşinden koşarak sizi gülümsetebilir. Böylelikle, en sıkıldığınız anlarda bile yanınızda sevgi dolu bir canlı, gülümseyecek bir neden bulabilirsiniz.
Buna ek olarak, kediler çoğunlukla sahipleriyle beraber oturur, gezer ve uyur. Gün boyunca siz neredeyseniz sizi takip eder, her yere gelmek ister ve yatağınıza sessizce kıvrılarak uyur. Hatta hemen hemen hiçbir kedi kapıların kapalı kalmasından hoşlanmaz. Banyodayken dahi kapıda heyecanla sizi bekleyen minik dostunuzu bulabilirsiniz.
Kedilerin evde enerjilerini atmaları için sizinle oyun oynamaya da ihtiyaçları vardır. Onlarla beraber koşmak, top kovalamak, oltayla av oyunu oynatmak keyifli bir şekilde vakit geçirmenizi sağlar.
Eğer daha önce bir kedi ile yaşamadıysanız, onların da karakterleri, duyguları olduğunu bilmelisiniz. Kedi sahiplendiğinizde, onu yavaş yavaş tanıyarak neyi sevdiğini, nelere kızdığını kolaylıkla öğrenebilirsiniz. İlk zamanlar ikiniz için de biraz tedirginlikle dolu olsa da, zaman içinde onu, ne istediğini anlayabilecek kadar tanıyabilirsiniz.
Kediniz için Alışverişe Hazır mısınız?
Küçücük bir kedinin ne kadar ihtiyacı olabilir ki diye düşünebilirsiniz. Oysa özellikle yavru kedi sahiplendiğinizde, ilk aşamada uzun bir alışveriş listesi yapmanız ve kedi masrafları için bir bütçe ayırmanız gerekir. Kedinizin kendini iyi hissedebilmesi, sizinle huzurlu bir yaşam sürebilmesi için ihtiyaçlarını tamamlamalısınız. Alışveriş listenizde şu ürünler yer almalı:
Öncelikle kedi ihtiyaçları için uygun olabilecek bir mama almalısınız. Mamanızı, veteriner hekiminize danışarak alabilirsiniz. Ayrıca, mamayı bayatlamayacak kadar küçük paketlerde almayı ancak daha ekonomik olması için bir kerede çok sayıda paket sipariş etmeyi tercih edebilirsiniz. Dilerseniz büyük bir paket mama alarak tasarruf yapabilir, mamayı geldiği gibi vakumlu kaplara bölerek bayatlamasını önleyebilirsiniz. Ayrıca, yavru kediler, ilk birkaç ay farklı mama yer, sonrasında yetişkin veya kısırlaştırılan yetişkin kedi mamasına geçer. Bu nedenle, yavru kediniz varsa, çok fazla yavru kedi maması stoklamamalısınız.
Mama ve su kabı edinmelisiniz. Alerji yapmayan paslanmaz çelik mama kaplarından satın almalısınız. Mama kapları kedilerin mamaya ve suya rahatlıkla ulaşabileceği bir derinliğe sahip olmalıdır.
Tırmalama tahtası almalısınız. Kedilerin evdeki koltuklara zarar vermemesi için boyuna ve kilosuna uygun bir tırmalama tahtası olması önem taşır. Yavrular için küçük tırmalama tahtalarını, yetişkinler için daha büyük olanları tercih edebilirsiniz.
Kedi kum kabı ve kum paspası listede olmalıdır. Kedinin büyüyeceğini göz önüne alarak büyük boy kum kabı almalısınız. Kum paspası ise kumların eve dağılmasını önler. Bu sayede temizliği kısa sürede yapabilirsiniz.
Kedi kumu almalısınız. İlk aşamada kedinizin hangi kumu seveceğini, sizin hangisiyle rahat edeceğinizi bilmediğinizi için mümkünse farklı türlerde, farklı markalarda birkaç kumu alıp denemelisiniz. Sonra birini seçerek kullanmaya devam edebilirsiniz.
Kedi oyuncakları olmadan olmaz. Kedinize birkaç oyuncak alarak alışverişe başlayabilirsiniz. Her kedinin bir faresi, topu ve oltası olmalıdır. Eğer kedilerin ısırmayı alışkanlık haline getirmesini istemiyorsanız, onu elle oynatmamalı, mutlaka oltayla eğlendirmelisiniz.
Taşıma çantası da gerekli. Kedinizi güvenle ve kolaylıkla taşıyabileceğiniz bir taşıma kutusunu veya çantayı petshoplardan alabilirsiniz.
Bunların yanında kedi bebeklik tüylerini döktükten sonra yerine gelen yetişkinlik tüyleri mevsimsel olarak dökülür. Bu nedenle kedi tarağı, tüy temizleme rulosu, tarama eldiveni gibi malzemelere ihtiyaç duyulur. Kedinizin tüy sağlığı için her gün düzenli olarak kullanabileceğiniz bir kedi tarağı satın alabilirsiniz.
Kediniz için evinizde özel bir tırnak makası da bulundurabilirsiniz. Kediniz tırnaklarını tırmalama tahtasında bilese de zamanla tırnakları uzar ve kesmeniz gerekebilir. Kedinizin tırnaklarını keserken neye dikkat etmeniz gerektiğini öğrenmek için veteriner hekiminize danışabilirsiniz.
İlk alışverişin dışında kedinizin belirli aralıklarla karşılamanız gereken ihtiyaçları vardır. Cins kedi olması, cinsiyeti, yaşam alışkanlığı, kedinin mama tüketim hızını değiştirse de, ortalama 1.5-2 ayda bir birkaç kilo kuru mama almanız gerekir. Ayrıca, ortalama 10-15 günde bir yaş mama ile kedinizi ödüllendirebilirsiniz. Buna ek olarak, mevsimsel tüy dökülmelerine karşı yaz aylarında malt macun ve balık yağı, kış aylarında bağışıklık için multivitamin almalısınız. Elbette, sürekli kedi kumu, tüy rulosu ve kayboldukça/eskidikçe kedi oyuncağı alışverişi yapmanız da gerekir.
Kedilerin Aşı Takvimini Takip Etmelisiniz
Kedinizin aşı takvimi bir süre sonra ezberinizde olacaktır ancak ilk zamanlar aşılarını kontrol etmek için veteriner hekiminizden size hatırlatmada bulunmasını rica edebilirsiniz. Eğer yavru kedi sahibiyseniz, ilk aşılar için veteriner hekiminizden bilgi alabilirsiniz. İlerleyen yıllarda, kuduz, lösemi ve karma aşıları yılda bir kez yaptırabilirsiniz.
İç ve dış parazit aşıları ise yaşadığınız yerin iklimine göre birkaç ayda bir veya ayda bir yapılır. Tüm bu aşıların sorumluluğu sizindir. Kedinizin şehirler arası taşıtlarla seyahat edebilmesi için aşılarının tam olması gerekir, kimliği yolculuk öncesi kontrol edilir. Hem kedinin sağlığı hem de yolculuk için aşılarının tam olmasına özen göstermelisiniz.
Bir kediyle evinizi paylaşırken onun ihtiyaçlarını daima karşılamalı, sevgi ve özenle ilgi göstermelisiniz. Böylece küçük dostunuzun sağlıklı ve huzurlu bir yaşam sürmesine yardımcı olabilirsiniz.
Çocukların Evcil Köpekler ile Arasındaki İlişki
Çocuklar doğal olarak tüm hayvanları sever ve ilgi duyar. Patili bir dosta bakmayı öğrenen, ona nazik ve sabırlı davranan bir çocuk bu sayede sosyal becerilerini de geliştirebilir. Harika anılar biriktirmenin yanı sıra evde bir evcil köpek olması veya bu tüylü dostların etrafında büyümek, çocukların duygusal gelişimi ve hatta fiziksel sağlığı söz konusu olduğunda aslında oldukça olumlu etkilere sahiptir.
Evinizin bir üyesi olan yavru köpek çocuğunuza birçok önemli hayat dersi verebilir. Birçok ebeveyn bu nedenle çocuklarını yavru bir köpek ya da kedi ile büyümesi gerektiğine inanır. Çünkü bu sevimli dostlar çocuklara gerçek dünya deneyimleri, insan sevgisi ve ilişkileri hakkında düşündüğünüzden daha fazlasını öğretir.
Ailenin bir parçası olarak birlikte büyüdüklerinde çocuklara pek çok faydası vardır. En önemlisi, çocukların karşılıklı düşünce ve saygıya dayalı bir arkadaşlığı nasıl geliştireceklerini öğrenmelerine yardımcı olabilirler. Çocuklarla bu dostlar arasındaki iletişim, alışma süreci gerektirebilir ya da hemen gelişebilir. Bu sahiplendiğiniz tüylü dostun türü ile de alakalıdır. Ancak bu süreç tamamlandığında çocuklarınız ve patili dostlarınız arasında özel bir bağ oluşur. Hem oyun hem de hayat arkadaşı olabilecekleri için pek çok yönden birbirlerini desteklerler.
Elbette bu sevimli dostlar, çocukların daha iyi bir sorumluluk ve güven duygusunu öğrenmelerine de yardımcı olabilir. İşte çocuklarınızı patili bir dost ile büyütmeniz için 8 neden!
1- Arkadaşlık Bağlarını Güçlendirir
Tüylü bir dost çocuklara büyürken ve hayatları boyunca istikrarlı bir yol arkadaşı olabilir. Köpekler özellikle iyi arkadaşlıkları ile bilinir ve çocuklarınızı uzun yıllar güvenilir bir oyun arkadaşı olarak görebilirler. Aynı şekilde çocuklarınız da tüylü bir dost ile hiçbir zaman yalnız kalmaz ve keyifli vakit geçirebilir. Bu aynı zamanda çocuklara sadakat duygusunu da öğretir.
2- Aktif Bir Yaşam Tarzı Geliştirmeyi Sağlar
Bu patili dostlar dışarıda aktif bir yaşam ve fazla zaman geçirmek için iyi bir arkadaştır. American Journal of Public Health tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, tüylü bir dostu olan çocuklar, evcil hayvanı olmayanlara göre çok daha aktiftir. Çünkü bu sevimli dostlara sahip olmak aynı zamanda sık sık dışarıda yürüyüşe çıkmak ve oyun oynamak anlamına gelir.
3- Sorumluluk Bilinci Oluşturmaya Yardımcı olur
Birçok çocuk ev işlerini sevmez ancak onu evcil hayvan bakımına dahil ederek evde daha fazla sorumluluk almaya teşvik edebilirsiniz. Çocukların, tüylü oyun arkadaşları için bir takım işleri yapmaları daha olasıdır. Özellikle köpeğini yürüyüşe çıkarmak veya birlikte oyun oynamak gibi eğlenceli işler söz konusu olduğunda tüm çocuklar isteklidir. Bu da çocukların sorumluluk bilinci geliştirebilmesi için önemli bir adımdır.
4- Sarılmak Stresi Azaltabilir
Araştırmalar, tüylü bir dosta bakmanın ve okşamanın stres hormonlarının seviyesini düşürdüğünü, kan basıncını dengelediğini ve iyi hissettiren hormon seviyelerini yükselttiğini göstermiştir. Fizyolojik değişikliklerle kanıtlanan stres azaltıcı etki hem çocuk hem de yetişkinlerde araştırılmıştır. Bu sevimli dostlarla vakit geçirmek, oyun oynamak, sarılmak stres gidermenin en iyi yollarından biridir.
5- Sosyal Becerileri Geliştirir
Evcil Hayvan Sağlığı Konseyi’nin bir makalesine göre, evcil hayvanı olan çocukların genellikle benlik saygısı ile birlikte sosyal becerileri de gelişmektedir. Benlik saygısı, bir çocuğun gelişiminin çok önemli bir parçasıdır. Çocuğunuzun sosyal bağları geliştirmek ve sürdürmek için biraz yardıma ihtiyacı varsa sevimli bir dost bu yönde iyi bir adım olabilir. Genellikle herhangi bir insanla iletişim kurmaya çekinen çocuklar patili bir dost ile daha kolay iletişime geçer ve sosyal beceriler konusunda gelişim gösterebilir ve daha girişken bir yapıya sahip olabilir.
6- Empati Duygusunun Gelişimine Katkı Sağlar
Çocuklar kendilerine odaklanma eğilimindedir. Diğer insanların kendi düşünceleri, duyguları ve arzuları olduğunu düşünme yeteneği, tipik olarak 4 ile 5 yaşları arasında gelişir. Empati ve duygusal zeka, bir çocukta evcil hayvan bakımı da dahil olmak üzere birçok yönden geliştirilebilir ve teşvik edilebilir. Çünkü evcil bir patili dosta bakmak, özellikle yavru bir köpeğin sorumluluğunu almak ve onun da ihtiyaçları olabileceğinin farkına varmak çocuklarda hem empati hem de şefkat duygusunun gelişmesine yardımcı olur.
7- Okuma Becerilerini Geliştirebilir
Sesli kitap okumak çocuk eğitimi için son derece faydalıdır. Ancak yetişkin gözetiminde yapılan bu aktivite sürekli düzeltme veya hata yapma korkusu nedeniyle baskı hissettirebilir. Bununla birlikte tüylü dostlar çok iyi okuma arkadaşlarıdır. Çünkü ne olursa olsun çocukları dinlerler, yargılamazlar ve hatalarını düzeltmezler.
8- Alerji İhtimalini Azaltabilir
Evlerde tüylü dostlarla büyüyen çocukların tozdan tohuma kadar birçok alerji türüne karşı bağışıklığı daha kuvvetlidir. Araştırmalar, iki veya daha fazla köpekle veya kediyle büyüyen çocukların, evde evcil hayvanı olmayan çocuklara göre yaygın alerji geliştirme olasılığının yarısından daha az olduğunu göstermiştir. Burada en önemli şey ise bağışıklık kazanabilmek için erken yaşta evcil hayvanlarla yaşamaktır.
Tüm bunlarla birlikte küçükken öğrenilen köpek sevgisi birçok fiziksel ve duygusal beceri kazanımının anahtarıdır. Tüylü dostlar temel olarak doğumdan ölüme kadar arada geçen tüm olumlu ve olumsuz şeyler hakkında bilgi verir. Sabır, sorumluluk, şefkat, empati, öz kontrol, farkındalık, paylaşma, güven gibi iyi bir insan olmak için gereken tüm duygular bu sevimli canlılardan öğrenilebilir. Siz de çocuğunuzun gelişimine destek olmak için sevimli bir evcil hayvan sahiplenebilirsiniz.