News
Veteriner Hekim Yusuf Sefa Dedeoğlu: Böbrek Hastalıklarının Sonografik Yorumlanması
Sağlıklı Mama Ekosistemi Kito sponsorluğunda gerçekleşen VetSummit 2025: Veteriner Klinik Bilimlerde Yeni Ufuklar kapsamında gerçekleştirilen “Veteriner Hekim Yusuf Sefa Dedeoğlu/Böbrek Hastalıklarının Sonografik Yorumlanması” oturumundan öne çıkanları bu blog yazısında sizler için derledik. Hocamıza sunumu için teşekkür ederiz.
Böbrek Hastalıklarının Sonografik Yorumlanması: Klinik Pratik İçin Yol Haritası
Veteriner hekimlikte böbrek hastalıkları, özellikle kedi ve köpeklerde en sık karşılaştığımız iç hastalıkları problemleri arasında. Ultrasonografi ise bu hastalıkların tanı ve takibinde hem pratik hem de oldukça güçlü bir araç. Ancak ultrasonun gerçek değeri, tek başına bir “tanı koyma aracı” olmaktan çok, klinik tablo ve laboratuvar verileriyle birlikte yorumlandığında ortaya çıkıyor.
Ultrasonografi Böbrek Hastalıklarında Neden Bu Kadar Önemli?
Kedi ve köpeklerde böbrek hastalıklarının görülme sıklığı yaklaşık %10–15 civarında. Ultrasonun duyarlılığı özellikle kronik böbrek hastalığında çok yüksek; morfolojik değişikliklerin %86’sı ultrasonla yakalanabiliyor. Akut böbrek hasarında bu oran %70–75 seviyesinde, doppler ve rezistif indeks de işin içine girdiğinde çok daha net değerlendirme yapılabiliyor.
Ultrasonun avantajları ise oldukça belirgin:
Non-invaziv ve ağrısız
Tekrarlanabilir
Kolay uygulanabilir
Biyopsi öncesi yol gösterici
Klinik süreçte hızlı ve güvenilir bilgi sağlayan bir yöntem
Doğru Cihaz – Doğru Prob – Doğru Ayar
Ultrason değerlendirmesinin başarısı yalnızca operatöre bağlı değil; cihaz ve prob seçimi de kritik önemde.
Prob tercihleri:
Köpeklerde mikrokonveks/konveks prob (genelde 5–8 MHz)
Lineer prob (özellikle böbrek detayını en iyi veren prob; 7–12 MHz)
Teknik ayarlar:
Fokus hattı böbrek korteksi üzerine alınmalı
Gain (kontrast) ayarı karaciğer ekojenitesine dengeli şekilde ayarlanmalı
Derinlik böbreğin tamamı kadraja girecek şekilde ayarlanmalı
Böbreğin Normal Sonografik Anatomisi
Patolojik bir görüntüyü anlayabilmenin ilk adımı, normal anatomiyi iyi bilmektir.
Normal böbrek ultrasonunda:
Korteks orta ekojeniteye sahiptir (karaciğerden daha hiperekoik, dalaktan daha hipoekoik)
Medulla daha hipoekoik görünür (korteksten daha koyu)
Korteks/medulla oranı yaklaşık 1.5
Pelvis çoğunlukla anekoik
Sağ ve sol böbrek boyutları simetrik olmalı (fark 0.3 cm’den fazla olmamalı)
Ekojenite sıralamasını akılda tutmak çok önemli:
Karaciğer < Böbrek korteksi < Dalak Artefaktları
Patoloji Sanmayın
Üriner sistem ultrasonunda görebileceğimiz birçok artefakt bize tanıda yardımcı olur. Ancak bazıları fizyolojik olabilir.
Öne çıkan artefaktlar:
Akustik gölge: taş/mineralizasyon için çok kıymetli bulgudur
Posterior güçlenme: sıvı/kist lehine yorumlanır
Twinkle artefact (color twinkling): doppler açıldığında taş üzerinde renkli parazitlenme görülmesi, taş tanısında %90 doğrulukta patognomoniktir
Kronik Böbrek Hastalığı (KBH) Ultrason Bulguları
KBH denince aklımıza gelen en önemli sonografik değişiklikler:
Böbrek boyutunda küçülme
kedide genelde <3 cm
küçük köpekte <5.5 cm
Konturlar düzensiz (fibrozis nedeniyle)
Korteks hiperekoik (fibrotik doku artışı)
Korteks–medulla ayrımı silinmiş
Küçük anekoik kistler (<5 mm) görülebilir
Rezistif indeks artmış olur
Kortikal incelme belirgindir
Akut Böbrek Hasarı (ABH) Ultrason Bulguları
Akut süreçte böbrek morfolojisi kronikten tamamen farklı davranır:
Böbrek boyutu artar (~0.35 cm kadar büyüme)
Korteks hipoekoik görünür (ödem nedeniyle daha koyu bir görüntü)
Korteks–medulla ayrımı korunur
Bazen perirenal sıvı eşlik edebilir
Dopplerde hiperperfüzyon görülebilir
Rezistif indeks normal veya düşük çıkar
Akut süreç kronikleşirse (fibrozise dönerse) görüntü tersine dönebilir.
Akut–Kronik Ayrım Tablosu (Pratik Özet)
Bulgular
Akut Böbrek Hasarı
Kronik Böbrek Hastalığı
Boyut
Artmış
Azalmış
Korteks ekojenitesi
Hipoekoik
Hiperekoik
Korteks/medulla ayrımı
Korunmuş
Silinmiş
Rezistif indeks
Normal veya düşük
Yüksek
Klinik tablo
Ani azotemi, kusma
PDP, kilo kaybı, kronik semptomlar
İdrar densitesi
Normal/hafif düşük
Kesin düşük
Taş ve Obstrüksiyon Olgularında Bulgular
Taş/obstrüksiyon durumlarında dikkat edilecek başlıklar:
Renal pelvis genişliği >3 mm → hafif dilatasyon
5–10 mm ve üzeri → hidronefroz olarak değerlendirilir
Taşlar hiperekoik + akustik gölge + twinkle artefact verir
Üreter dilatasyonu >2.5 mm ise obstrüksiyon lehinedir
Obstrüksiyon uzarsa korteks kalınlığı azalır
Rezistif İndeks (RI): Neden Önemli?
RI böbreğe gelen ana kan akımına karşı damar direncinin bir ölçümüdür.
Formül temel olarak:
RI = (PSV – EDV) / PSV
Normal değerler:
Kedi: 0.55–0.70
Köpek: 0.56–0.75
RI’nın yükseldiği durumlar:
obstrüksiyon
fibrozis
hipertansiyon
kronik böbrek hastalığı
RI’nın düştüğü durumlar:
inflamasyon
vazodilatasyon
akut süreçler
Önemli bir not: RI’daki %0.05 artış, GFR’de yaklaşık %15 düşüşle koreledir.
Klinik Pratikte En Sık Yapılan Hatalar
Böbrek ultrasonunda tanıyı zorlaştıran hatalar şunlar:
Referans organı kullanmamak (ekojeniteyi karaciğer/dalakla kıyaslamadan yorumlamak)
Tek böbreğe bakmak (mutlaka sağ–sol karşılaştırılmalı)
Mesane doluluğunu göz ardı etmek (pelvis ölçümünü yanıltabilir)
Artefaktları taş sanmak ya da tam tersi
Doppleri kullanmamak
Son Söz: Ultrason Tek Başına Yetmez
Ultrason böbrek hastalıklarında gerçek bir pusula. Ama tek başına “varış noktası” değil.
En doğru yaklaşım:
Klinik muayene
Laboratuvar verileri
İdrar analizi / UPC / SDMA
Ultrason bulgularının birlikte yorumlanması
Bu şekilde tanı doğruluğunu %90’ların üzerine çıkarabiliyoruz.
Sağlıklı Mama Ekosistemi Kito sponsorluğunda gerçekleşen VetSummit 2025: Veteriner Klinik Bilimlerde Yeni Ufuklar oturumlarından öne çıkanları paylaşmaya devam edeceğiz; klinik pratiğinize katkı sağlayacak yeni içeriklerde görüşmek üzere.
Kito hakkında daha detaylı bilgi için www.kito.pet sayfasını gezebilir, sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz. Bizimle iletişime geçmek için info@kito.pet’e mail atablirsiniz.
Köpeğinizin ve Kedinizin Kasesine Tazelik Katmanın Bilimi: Sebzeler, Et ve Kito Fresh Gerçeği
Evcil dostlarımız için en iyisini istememiz kadar doğal bir şey yok. Ancak “en iyi”nin ne olduğu konusunda artık çok daha fazla bilimsel veri ve çok daha fazla seçenek var. Özellikle de taze içerikli beslenme söz konusu olduğunda…
Bugün size, Purdue University tarafından yapılan çarpıcı bir çalışmadan ve bu bulguların neden günümüzde Kito Fresh taze mama gibi seçenekleri daha kıymetli hâle getirdiğinden bahsedeceğim.
Bilim Ne Diyor? Purdue University Çalışması
2005 yılında Purdue Üniversitesi’nde İskoç Terrier’ler üzerinde yapılan bir araştırma, taze sebzelerin ticari kuru mamaya eklenmesinin mesane kanseri (transitional cell carcinoma) gelişimini önemli ölçüde yavaşlattığını veya önlediğini ortaya koydu. [Raghavan, Knapp, Bonney, 2005]
Çalışmada tüm köpekler kuru mama ile beslenmiş, ancak bir grubun mamasına haftada en az 3 kez çeşitli taze sebzeler eklenmişti.
Sonuçlar şaşırtıcı değil, fakat inanılmaz etkileyici:
Yeşil yapraklı sebze tüketen köpeklerde mesane kanseri gelişme riski %90 azaldı.
Sarı – turuncu sebze tüketen köpeklerde risk %70 azaldı.
Bu çalışmanın en kritik noktası, taze doğal gıdaların metabolik ve hücresel seviyede yarattığı koruyucu etkiyi bilimsel olarak göstermesiydi.
Kediler ve Köpekler: Et Temelli Ancak Bitkisel Desteğe İhtiyaç Var
Evet, kediler obligat etoburdur; yaşamlarını sürdürebilmeleri için mutlaka et temelli protein gerekir. Köpekler ise fakültatif etoburdur; asıl enerjiyi etten alırlar fakat gerektiğinde bitkisel kaynakları da metabolize edebilirler.
Ancak günümüz koşullarında, durum biraz değişti:
Endüstriyel hayvancılık → GDO’lu yemler
Tarım arazileri → pestisit, fungisit, herbisit yükü
Su ve toprak → ağır metal kalıntıları
Tüm bunlar, hayvansal ürünlerden gelen yükü artırıyor. Dolayısıyla taze, organik bitkisel gıdalar ve temiz et kaynakları artık eskisinden daha kritik.
Taze Gıdalar Neden Bu Kadar Fark Yaratıyor?
Taze sebze ve meyveler;
antioksidan,
fitokimyasal,
vitamin ve
lif
açısından son derece zengindir.
Bu içerikler yalnızca “vitamin” sağlamaz; aynı zamanda
hücresel onarımı destekler,
toksin atımını hızlandırır,
inflamasyonu azaltır
ve vücudu kansere karşı daha dirençli hale getirir.
İşte Bu Yüzden Kito Fresh: Gerçek Et + Gerçek Sebze + Gerçek Tazelik
Günümüzde pek çok pet ebeveyni, hem bilimsel bulgular hem de içgüdüsel olarak taze içeriklerle beslenmenin önemini fark etti.
Kito Fresh, tam da bu ihtiyaca yanıt veren bir yaklaşım sunuyor:
İnsan tüketimine uygun kaliteli et
Özenle seçilmiş taze sebzeler
Besin değerini koruyan hafif pişirme yöntemi
Hiçbir yapay katkı maddesi veya koruyucu içermemesi
Tüm bu özellikler, Purdue çalışmasının da desteklediği gibi, taze içeriğin sağlığa faydasını günlük beslenmeye yansıtıyor.
Tazelik Bir Lüks Değil, Bir İhtiyaç
Bilim artık açıkça söylüyor:
Taze içerik eklemek uzun vadeli sağlığı doğrudan etkileyen bir faktör.
Evcil dostlarımızın daha uzun, daha sağlıklı ve daha mutlu bir yaşam sürmesi için, kaselerine biraz tazelik eklemek büyük bir fark yaratıyor.
Ve Kito Fresh gibi seçenekler bu dönüşümü hem kolay hem de sürdürülebilir hale getiriyor.
Kaynak:
Deborah W. Knapp, José A. Ramos-Vara, George E. Moore, Deepika Dhawan, Patty L. Bonney, Kirsten E. Young, Urinary Bladder Cancer in Dogs, a Naturally Occurring Model for Cancer Biology and Drug Development, ILAR Journal, Volume 55, Issue 1, 2014, Pages 100–118, https://doi.org/10.1093/ilar/ilu018
www.kito.pet
Evde Mama Yapmak Ne Kadar Doğru?
Son yıllarda birçok köpek sahibi, evcil dostlarının beslenmesinde doğal ve katkısız seçeneklere yöneliyor. Yeni nesil köpek mamaları, malzeme kontrolü, tazelik ve “insan standardında beslenme” fikri nedeniyle giderek popülerleşiyor. Birçok insan da bu dönüşüme evde kendisi mama pişirerek ya da hazırlayarak uyum sağlıyor. Fakat yakın zamanda yapılan kapsamlı bir bilimsel çalışma, evde mama pişirme eğiliminin düşündüğümüz kadar güvenli olmayabileceğini ortaya koyuyor.
Ev Yapımı Mama Ne Kadar Dengeli?
1726 Ev Yapımı Diyet İncelendi; Araştırmacılar (Dog Aging Project / Texas A&M University – VirginiaMaryland College of Veterinary Medicine ortak çalışması), köpek sahiplerinin hazırladığı 1.726 ev yapımı mama tarifini besin değeri açısından analiz etti. Kullanılan malzemeler çeşitlilik gösterse de araştırmanın kritik bulgusu oldukça dikkat çekiciydi.
Tariflerin yalnızca %6’sı köpeklerin tam ve dengeli besin ihtiyacını karşılayacak potansiyele sahip.
Başka bir deyişle:
Ev yapımı mamaların %94’ü beslenme açısından yetersiz veya dengesiz.
Bu dengesizlikler özellikle şu alanlarda yoğunlaşıyor:
Kalsiyum–fosfor oranı bozuklukları
Vitamin eksiklikleri (A, D, E vb.)
Esansiyel yağ asidi yetersizliği
Eser mineral eksiklikleri
Enerji dağılımında uygunsuzluk
Bu eksiklikler uzun vadede kemik sağlığı, bağışıklık, metabolizma, deri-tüy yapısı gibi hayati sistemleri olumsuz etkileyebilir.
Neden Ev Yapımı Mama Eksik?
Ev yapımı tariflerin sorunlu olmasının temel nedeni, besin dengesinin basit ve sezgisel yöntemlerle sağlanamaması.
Malzemelerin doğal olması veya kaliteli görünmesi tek başına yeterli değil. Köpeklerin biyolojik ihtiyaçları insanlardan farklı ve bu ihtiyaçların profesyonel beslenme standardlarına göre hesaplanması gerekiyor.
Ayrıca köpek sahipleri tariflerde sık sık değişiklik yapıyor — malzeme miktarlarını azaltma, bazı malzemeleri “olsa da olur” diyerek çıkarma, farklı yağlar kullanma gibi küçük değişiklikler bile tarifi eksik hâle getirebiliyor.
Ev Yapımı Mama Hazırlamak İsteyenlere Ne Yapmalı
Araştırmacılar, ev yapımı mama tercih edenler için şu önerileri vurguluyor:
Mutlaka profesyonel beslenme uzmanı formülasyonuyla hazırlanmış tarifler kullanılmalı.
Tariflerde oynama besin dengesini bozabilir.
Gerekirse vitamin-mineral takviyesi planlanmalı.
Kronik hastalığı olan veya özel ihtiyaçlı köpeklerde ev yapımı mama çok daha riskli olabilir.
Peki Çözüm Ne?
Ev yapımı mama fikri çoğu zaman sevgi ve iyi niyetle başlıyor. Ancak iyi niyet, köpeğin biyolojik ihtiyaçlarını tek başına karşılamaya yetmiyor. Dengeli ve güvenli bir beslenme planı için bilimsel reçeteler, doğru formülasyon ve profesyonel kontrol şart.
İşte bu noktada, özel formülasyonlarla hazırlanmış taze mamalar, ev yapımı mama tutkusunun risklerini ortadan kaldırabilen güçlü bir alternatif olarak öne çıkıyor.
Kito Fresh Bu Tabloya Nasıl Uyuyor?
Kito Fresh taze mamalar, ev yapımı mama trendinin olumlu yanlarını (tazelik, doğallık, katkısızlık) alırken; bilimsel formülasyon gerektiren kritik noktaları profesyonel şekilde tamamlıyor.
Reçeteler beslenme uzmanı veteriner hekimler tarafından geliştiriliyor.
İçerik standardı insan gıda kalitesini hedefliyor.
Vitamin-mineral dengesi ve kalsiyum–fosfor oranı bilimsel olarak planlanıyor.
Koruyucu veya yapay katkı maddesi kullanılmıyor.
Bu nedenle Kito Fresh, hem doğal beslenme isteyen hem de köpeğinin tüm besin ihtiyaçlarını eksiksiz karşılamak isteyen sahipler için, ev yapımı mamanın eksik bıraktığı noktaları tamamlayan güvenli ve dengeli bir seçenek sunuyor.
Kaynak:
O'Brien JS, Lawson E; Dog Aging Project Consortium; Tolbert MK, Ruple A. Findings from the Dog Aging Project: home-prepared diets for companion dogs feature diverse ingredients, and few are nutritionally complete. Am J Vet Res. 2025 Aug 27;86(11):ajvr.25.06.0216. doi: 10.2460/ajvr.25.06.0216. PMID: 40865554.
🐾 Evcil Hayvanların Sahiplerine Benzeme Bilimi: Efsane mi Gerçek mi?
Düşünsenize… Bir kafede oturuyorsunuz, yan masada bir kadın ve köpeği var. Kadının yüz hatları köpeğin yüzüne, köpeğin yüz ifadeleri kadının suratına o kadar benziyor ki gözünüzü alamıyorsunuz. Ya da sokakta karşıdan gelen adam ile kedisi, aynı “umursamaz” bakışı taşıyor.
Peki bu sadece komik bir tesadüf mü, yoksa bilimsel bir gerçek mi?
Hazırsanız, insan–patili dost benzeme teorisinin perde arkasına iniyoruz. Ve inanın… sondaki sonuç kafanızı çok karıştıracak! 🔬
1. Bilim Ne Diyor? “Evet, benzemeye başlıyorlar.”
Londra, Tokyo ve Stanford’da yapılan farklı araştırmalar, çarpıcı bir gerçeğe işaret ediyor.
🟣 İnsanlar genellikle kendilerine benzeyen hayvanları seçiyor.
Farkında olmadan, yüz oranlarımız, göz ifademiz, enerjimiz ve sosyallik seviyemize yakın olan hayvanlara çekiliyoruz.
🟣 Zamanla benzer davranış kalıplarını paylaşıyoruz.
Rutinler, duygusal bağlar, iletişim şekilleri… Hepsi iki tarafı birbirine yaklaştırıyor.
🟣 Duygusal senkronizasyon gerçekleşiyor.
Kortizol seviyeleri bile paralel seyrediyor. Stresli bir sahibin stresli bir köpeği, sakin bir sahibin sakin modunda bir kedisi oluyor.
Kısacası: Sadece benzemiyoruz, uyumlanıyoruz.
2. Peki Nasıl Benzemeye Başlıyoruz?
✔ Mimik Transferi
Köpekler, insanların yüz ifadelerini okuma konusunda dünyadaki en gelişmiş canlılardan biri. Uzun süre birlikte vakit geçirdikçe, “karşıdaki yüzü taklit etme” refleksi oluşuyor.
Sonuç?
Sahibi hep şaşkın gezen köpeğin sürekli kaşları havada. Sahibi sürekli gülümseyen kedinin yüzü daha yumuşak bir ifade alıyor.
✔ Enerji Aynalanması
Evde çok enerjik biriysen:
➡ Köpeğiniz de çılgınlar gibi oynamayı seviyor.
Sen daha introvertsen:
➡ Kediniz daha sessiz, “soft” bir karaktere bürünüyor.
✔ Yaşam Şekli Kopyası
Gece çalışan biriyseniz kediniz gece daha aktif olur.
Sabah koşularını seven biriyseniz köpeğiniz sizi kapıda “mutlu krizleriyle” bekler.
Yani minik dostlar, bizim rutine göre kalıplaşıyorlar.
3. Bu Benzemeler Bazen Absürt Seviyeye Ulaşıyor
Gerçek gözlemlerden birkaç efsane örnek:
Yıllarca aynı kilim üzerinde yoga yapan kadının kedisi, pozisyonların bir benzerini yapmaya başlamış.
Sahibinin sürekli dil çıkarmasını taklit eden köpek, fotoğraflarda aynı pozu veriyor.
Evde depresif dönem yaşayan gencin kedisi, onunla birlikte perdelerin arkasına saklanmaya başlamış (bir nevi “duygusal inziva” partnerliği).
Gözleri hafif kısık bir adamın, gözleri aynı şekilde kısık Pekingese cinsi köpeği — insanlar ikisini kardeş sanıyormuş.
4. En İlginç Kısım: Hayvanlar mı Sahiplerine Benziyor, Sahipler mi Hayvanlarına?
Çoğu kişi “hayvan sahiplerine benziyor” diyor…
Ama son araştırmalar daha çılgın bir gerçek sunuyor:
👉 Asıl sahipler, davranış olarak hayvanlarına benziyor!
Kedisi olan biri daha bağımsız, rutinine düşkün ve “kendi kabuğunda” biri olma eğilimi gösteriyor.
Köpeği olan biri ise daha dışa dönük, hareketli ve sosyal bir profil çizmeye başlıyor.
Yani hayvanlar bizi dönüştürüyor — adeta hayat koçlarımız gibiler.
5. Efsane mi Gerçek mi?
Sonuç:
Bu bir efsane değil. Bilimsel, psikolojik ve davranışsal temellere dayanan bir gerçeklik. Kedi de, köpek de… Bizim hayat ritmimizi, duygularımızı, yüzümüzü, enerjimizi yansıtıyor. Biz de onlardan bir şeyler alıyoruz. Aslında bu benzerlik bir mucize değil.
Kito VetSummit 2025: Veteriner Klinik Bilimlerde Yeni Ufuklara Yolculuk Tamamlandı.
Evcil dostlarımızın sağlığı ve mutluluğu için çalışan bir marka olarak, Kito VetSummit 2025 – Veteriner Klinik Bilimlerde Yeni Ufuklar etkinliğinin sponsoru olmaktan büyük mutluluk duyduk.
Bilim ve Deneyimin Buluştuğu Bir Platform
13-24 Ekim 2025 tarihleri arasında internet üzerinden gerçekleştirilen Kito VetSummit 2025, veteriner klinik bilimlerinde güncel gelişmeleri ve uygulamaları ele aldı. Etkinlik boyunca her akşam alanında uzman konuşmacılarla gerçekleşen oturumlarda;
Prof. Dr. Dr. Hakan Salcı ile – Kedi ve Köpeklerde Toraks, Kalp ve Damar Cerrahisi
Prof. Dr. Duygu Dalgın ile – Veteriner Sahada Geleceğe Bakış: Potansiyeller, Fırsatlar, Fark Yaratmak
Prof. Dr. Pınar Saçaklı ile – İçimizdeki Dünya: Bağırsak Sağlığı ve Beslenme
Arş. Gör. Dr. Ebuderda Günay ile – Tavşanlarda Gastrointestinal Staz/Obstruksiyon Tanı ve Tedavi
Veteriner Hekim Batuhan Nathur ile – Evcil Hayvanlarda Ozon Tedavisi
Prof. Dr. Yücel Meral ile – Köpeğim Parkta Gezerken Birden Bayıldı! Kardiyoloji Acilleri
Dr. Veteriner Hekim Onur İskefli ile – Dilate Kardiyomiyopati
Veteriner Hekim Batuhan Elifoğlu ile – Kedi ve Köpeklerde Ağız ve Diş Sağlığına Giriş: Anatomi, Dental Charting ve COHAT
Dr. Öğr. Üyesi Pınar Can ile – Küçük Hayvanlarda Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
Dr. Veteriner Hekim Başar Ulaş Sayılkan ile – Pulmoner Hipertansiyon
Dr. Veteriner Hekim Erman Koral ile – Kedi ve Köpeklerde Alt Üriner Sistem Hastalıkları
Veteriner Hekim Yusuf Sefa Dedeoğlu ile – Böbrek Hastalıklarının Sonografik Yorumlanması konuları işlendi. Katılımcılar canlı oturumlarda soru sorabilme imkânı buldu; ayrıca tüm kayıtlar 60 gün boyunca tekrar izlenebilecek.
Kito Neden Bu Etkinlikteydi?
Kito olarak misyonumuz yalnızca kaliteli ve doğal ürünler sunmak değil; aynı zamanda evcil hayvan sağlığına dair bilimsel gelişmeleri aktif şekilde desteklemek. Bu doğrultuda:
Veteriner hekimlerin bilgi-deneyim paylaşımına katkıda bulunduk,
Bilimsel yaklaşımla beslenme ve refah konularındaki vizyonumuzu veteriner camiasıyla buluşturduk,
“İnsan standardında evcil hayvan mamaları” anlayışımızı daha geniş bir profesyonel kitleye taşıma fırsatı yakaladık.
Etkinlikten Geriye Kalanlar
Kito VetSummit 2025 boyunca yüzlerce veteriner klinisyen, akademisyen ve sektör profesyoneli aynı dijital platformda bir araya geldi. Kito olarak bu süreçte markamızla bilimsel bakış açısını birleştiren değerli bir topluluğun parçası olduk.
Bu sponsorluk, yalnızca bir tanıtım adımı değil; evcil hayvan sağlığına dair sürdürülebilir bilgi paylaşımına katkı sağlayan bir girişim oldu.
Teşekkürler
Bu organizasyonda emeği geçen tüm eğitmenlere, katılımcılara ve paydaşlara Kito ailesi olarak teşekkür ediyoruz. Bilimin ışığında, evcil dostlarımızın yaşam kalitesini yükseltmek için çalışmaya devam edeceğiz. Yeni buluşmalarda görüşmek üzere!
🐾 Kedinizin Gözlerinden Dünyayı Görmek: Renkleri, Işıkları ve Duyguları Nasıl Algılıyorlar?
Hiç merak ettiniz mi? Siz telefonunuza gömülmüşken, pencere kenarında sessizce oturan kediniz dünyayı nasıl görüyor?
Dışarıda uçan bir kuş, gözüne sadece bir hareket değil, adeta bir maceranın çağrısı gibi görünüyor. Gelin, bir anlığına onun dünyasına adım atalım;
👁️ Renkler Dünyası: Gri Değil, Mavi ve Sarı!
Bir çok insan kedilerin dünyayı siyah-beyaz gördüğünü sanır. Ama bilim diyor ki: Kediler dünyayı mavi, sarı ve gri tonlarında görür.
-Yani o kırmızı oyuncak top… kediniz için aslında kahverengimsi bir gölge.
-Ama hareket etti mi? İşte o zaman işler değişir. Çünkü kediler, hareket algısında insanlardan 10 kat daha hızlıdır. Bu yüzden, siz topu “yavaşça” attığınızı sanırken, kedinizin gözünde o top bir mermi gibidir.
“ Onun için her şey biraz daha hızlı, biraz daha dramatik ve çok daha heyecanlı.”
🌙 Gece Görüşü: Kedilerin Süper Gücü
Kediler, insanlardan 6 kat daha az ışıkta bile görebilir. Yani siz gecenin karanlığında duvara çarparken, o odada şampiyonlar ligi finali oynuyordur.Bu da onların geceleri neden sessizce dolaşıp, bir anda halının üzerindeki hayali bir toz parçasına saldırdığını açıklar. Onlar için gece, bizim sabah kahvemiz gibi; enerjik ve canlı bir başlangıç
🧠 Duygular: “Soğuk” Gibi Görünürler Ama…
Kediler duygularını sessiz yaşar. Kucağınıza gelip sadece bir dakika oturur, sonra gider. Ama o bir dakika kedinizin dünyasında “Sana güveniyorum.” demektir. Bir kedinin gözünde doğrudan bakmak, bir tür samimiyet yeminidir. Eğer gözlerinizi kısarak ona bakarsanız (“slow blink” dediğimiz o ünlü kedi göz kırpması), o da karşılık verebilir.
Bu, kedilerin dilinde “Seni seviyorum” demenin ta kendisidir. 💛
🪞Dünyaya Yukarıdan Bakmak: Kedi Felsefesi
Kedinizin en yüksek rafa çıkma ısrarı sadece bir macera değil; bir strateji. Oradan hem sizi hem dünyayı kontrol eder. Siz laptopta çalışırken o izler, penceredeki kuşu izler, hatta kendi kuyruğunu bile izler. Onun için her şey bir tiyatro, ve sahnede oyuncu sensin. Kediniz, sessiz bir filozof gibi: konuşmaz ama her şeyi görür. Bazen sadece bakışıyla “insanların ne kadar garip olduğunu” anlatır. 😺
Sonuç: Dünya Kedinizin Gözünde, Bizim Gördüğümüzden Çok Daha Farklı.
Kedinizin dünyası sessiz ama derin; sınırlı renklerde ama sınırsız anlamlarla dolu. Belki de onların bizi büyülemesinin nedeni bu basit bir bakışla bile gizem taşıyor olmaları. Bir dahaki sefere kedinizle göz göze geldiğinizde, bir an durun. Göz kırpın. Belki o an, kelimelerin asla anlatamayacağı bir bağ kurarsınız.
Çünkü onun gözlerinde, siz dünyasındaki en güvenilir renk tonusunuz. 🌙💫
Kaynakça;
https://vcahospitals.com/know-your-pet/do-cats-see-color?utm_source#utm_source
https://www.rd.com/article/can-cats-see-color/
https://www.wired.com/2013/10/cats-eye-view/
https://www.petmd.com/cat/general-health/cat-vision
🌟 Dünyaca Tanınan Starların Sevimli Dostları
Ünlülerin ışıltılı hayatlarını takip etmeye bayılıyoruz, ama bazen en tatlı detay gözden kaçabiliyor: onların patili dostları! 🐶🐱 Dünya starlarının yanında sadece kırmızı halılar yok; çoğu zaman onlara koşulsuz sevgiyle eşlik eden bir kedi veya köpek var. İşte sahnenin ve ekranın yıldızları kadar ünlü olan hayvan dostları:
🐕 Paris Hilton’un Köpekleri: Hollywood’un Küçük ve En Şık Yıldızları
Paris Hilton yıllarca Hollywood’un en küçük ama en şık yıldızları olan minik dostları ile de gündemden düşmedi. Her şey 2000’lerin başında, Paris Hilton’un minik Chihuahua’sı Tinkerbell ile başladı. Paris nereye gittiyse, Tinkerbell de onun yanında, çoğu zaman şık bir Moshiqa çantası içinde boy gösterdi.
Biliyor musunuz?
Paris Hilton’un Chihuahua’larıyla meşhur ettiği Moshiqa çantalarının reklam yüzü Bizim Kito’nun kedisi Sütlaç! 🐱💼
Daha fazla pozunu görmek isterseniz, Instagram’da @sutlacthescott veya @moshiqa hesaplarına göz atabilirsiniz.
🐕 Lady Gaga’nın Fransız Bulldogları: Hollywood’un En Çok Konuşulan Köpekleri
🐶 Jennifer Aniston’ın Lord Chesterfield’i: Hollywood’un En Yakışıklı Patilisi
Jennifer Aniston, hayvan sevgisiyle bilinen bir star. Özellikle Lord Chesterfield isimli köpeği sosyal medyada hayranlarının kalbini çaldı. Aniston, sık sık köpekleriyle paylaşımlar yaparak “Hollywood’un altın kızı” imajını daha da sıcak hale getiriyor.
🐱 Taylor Swift’in Patili Yıldızları: Meredith, Olivia ve Benjamin
Kedi deyince akla gelen ilk ünlü kesinlikle Taylor Swift! 😻 Meredith Grey, Olivia Benson ve Benjamin Button isimli kedileri, adeta kendi başlarına birer pop kültür fenomeni. Taylor, kedileriyle yaptığı paylaşımları sayesinde “kedi kadını” imajını gururla taşıyor.
🐕 Hugh Jackman’ın Sadık Dostları
Wolverine’in sert görüntüsünün ardında aslında tam bir hayvan aşığı yatıyor. Hugh Jackman’ın köpekleri Dali ve Allegra, onun park yürüyüşlerinde ve sahil koşularında en yakın yol arkadaşı. Hayranları, onları sık sık paparazzi karelerinde görüyor.
🐶 Miley Cyrus’un Minik Ordusu
Miley Cyrus, evinde adeta bir hayvanat bahçesi kurmuş durumda. Çeşitli köpekleri ve kedileriyle paylaştığı fotoğraflar, onun özgür ruhunu ve çocuksu tarafını gösteriyor. Özellikle köpekleriyle sahnelerin arkasında eğlenceli anlar yaşıyor.
🐱 Katy Perry’nin Kedisi: Kitty Purry
Katy Perry, sahne ismine gönderme yapan kedisi Kitty Purry ile uzun yıllar magazin gündeminde kalmıştı. Katy’nin “Teenage Dream” dönemindeki birçok ev fotoğrafında Kitty Purry hayranların dikkatini çekmişti.
🎤 Sonuç: Yıldızlar da Bizim Gibi! ✨
Ünlüler ne kadar parlak bir hayata sahip olursa olsun, onların da eve döndüklerinde kucakladığı, oyun oynadığı ve huzur bulduğu patili dostları var. Aslında Lady Gaga, Taylor Swift ya da Jennifer Aniston’ın ev halleriyle bizimkiler arasında çok da fark yok: hepimiz için mutluluk bazen bir miyav ya da mutlu bir havlamada gizli.
Patili Dostlarımızın Tarihteki Sıradışı Maceraları
Kediler ve köpekler yalnızca evimizin sevimli üyeleri değil; tarih boyunca insanlıkla yan yana yaşamış, hatta bazı zamanlarda hayatımızı derinden etkilemişlerdir. Gelin, patili dostlarımızın geçmişteki ilginç rollerine bir göz atalım.
Antik Mısır’da Kediler: Tanrılaştırılan Minik Avcılar
Antik Mısırlılar kedileri sadece evcil hayvan olarak değil, kutsal varlıklar olarak görüyorlardı. Kedilerin evleri farelerden koruması, onları hem değerli hem de mistik yapıyordu. Hatta Mısırlılara göre kedilere zarar veren kişiler ağır cezalarla karşılaşırdı.
Köpekler ve İnsan Savaşçıları
Orta Çağ ve Antik dönemlerde köpekler sadece arkadaş değil, savaşçıydı! Özellikle büyük ırklar, savaşlarda ve kaleleri korumakta kullanılıyordu. Bazı köpekler, düşmanları durdurmak ve askerleri korumak için eğitilmişti.
Ünlü İnsanların Sadık Dostları
Tarih boyunca birçok ünlü isim, kediler ve köpeklerle yakın bağlar kurdu. Örneğin Napoleon’un köpekleri savaşlarda yanında taşındı; yazar Ernest Hemingway’in evi ise kedilerle doluydu. Bu hayvanlar, sahibine ilham vermekle kalmıyor, onları psikolojik olarak da destekliyordu.
Patili Kahramanlar: Görev Başında
Dünya Savaşları sırasında köpekler ve kediler, askerlerin hayatını kurtarmak için görev yaptı. Mesaj taşımak, mühimmat taşımak, hatta mayın bulmak gibi görevlerde görev aldılar. Tarihin bazı kesitlerinde bu hayvanlar, insanlardan daha cesur ve görevine sadık olarak anılıyor.
Sanat ve Edebiyatın İlham Kaynağı
Kediler ve köpekler, sanatçılar için birer ilham kaynağı oldu. Resimlerde, heykellerde, şiirlerde ve hikayelerde onların yer aldığı sayısız eser var. Onların karakterleri, insana olan bağlılıkları ve hareketleri, tarih boyunca yaratıcılığı besledi.
Sonuç
Kediler ve köpekler, tarih boyunca sadece evcil hayvan değil; savaşçı, ilham kaynağı ve kutsal varlık oldular. Bugün onları sevgiyle beslerken, geçmişteki bu ilginç rollerini hatırlamak, patili dostlarımızın ne kadar olağanüstü varlıklar olduğunu bir kez daha gösteriyor. Unutmayın: Onlar sadece evimizin neşesi değil, tarihin gizli kahramanlarıdır. 🐾
🐕 Evcil Hayvanlar için Klasik Müzik 🐈
Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, klasik müziğin kedi ve köpekler üzerindeki olumlu etkilerini doğrulamaktadır. Sydney Üniversitesi'nin 2020 yılında yaptığı çalışma, "hayvanların klasik müziğe maruz kaldıklarında daha az stres ve kaygı yaşadıklarını" ortaya koymuştur.
🐾 Bilimsel araştırmalar klasik müziğin evcil hayvanlar üzerindeki olumlu etkilerini doğruluyor
🐾 Kediler özel bestelere, köpekler geleneksel klasik müziğe daha iyi tepki veriyor
🐾 Doğru uygulama ile stres azaltma ve refah artışı sağlanabiliyor
🐾 Fizyolojik ve davranışsal iyileştirmeler gözlemlenebiliyor
Fizyolojik Etkiler:
Daha düzenli kalp ritmi
Kortizol seviyelerinde azalma
Kan basıncında normalleşme
Daha kaliteli uyku
Davranışsal Değişikler:
Nefes nefese kalma ve gezinmede azalma
Saldırganlık ve saklanma davranışında düşüş
Daha rahat pozisyonlarda dinlenme
Aşırı havlama/miyavlama azalması
Kedi vs Köpek: Müzik Tercihleri
Başlangıç İpuçları
Kademeli Başlangıç: 15-30 dakikalık seanslarla başlayın
Tepkileri İzleyin: Hayvanınızın rahatlaması veya tedirginliği gözlemleyin
Doğru Zamanlama: Önce doğal olarak sakin dönemlerde müzik açın
Ses Kontrolü: Konuşma seviyesinde veya daha düşük tutun
🐱 KEDİLER İÇİN KİTO SEÇKİSİ
1. Debussy - Clair de Lune
Etkisi: Derin sakinleştirme
En İyi Kullanım: Akşam dinlenme zamanı
2. Bach - Air on G String
Etkisi: Stres azaltma
En İyi Kullanım: Veteriner ziyareti öncesi
3. Satie - Gymnopédie No. 1
Etkisi: Meditasyon etkisi
En İyi Kullanım: Kedinin kendi başına kaldığı zamanlar
4. Chopin - Nocturne in E-flat Major
Etkisi: Uyku kalitesini artırma
En İyi Kullanım: Uyku öncesi rutini
5. Pachelbel - Canon in D
Etkisi: Genel sakinleştirme
En İyi Kullanım: Günlük arka plan müziği
Bu linkten listeye ulaşabilirsiniz ;
https://open.spotify.com/playlist/6zeTR0659BqhD2VVPC1oIQ?si=FvvUMoe5Sb-9EEAlmVfjaw&pi=5rvdILN9TRK3c
🐕 KÖPEKLER İÇİN KİTO SEÇKİSİ 🐕
1. Beethoven - Pastoral Symphony (6. Senfoni)
Etkisi: Doğal sakinlik
En İyi Kullanım: Uzun süreli dinlenme
2. Mozart - Piano Sonata K.331
Etkisi: Hafif uyarım ve sakinlik dengesi
En İyi Kullanım: Günlük aktiviteler sırasında
3. Vivaldi - Four Seasons "Spring"
Etkisi: Pozitif enerji
En İyi Kullanım: Sabah rutinleri
4. Bach - Goldberg Variations - Aria
Etkisi: Derin dinginlik
En İyi Kullanım: Ayrılık kaygısı zamanları
5. Handel - Water Music Suite - Air
Etkisi: Genel refah hissi
En İyi Kullanım: Sosyal ortamlarda sakinleştirme
Bu linkten listeye ulaşabilirsiniz ;
https://open.spotify.com/playlist/2d35FUKbJXLW9XihDHgoE1?si=ErWHg2duSaubmtRHcCOyOA&pi=iEsdjNzbToCKk
🐈⬛Uygulama Önerileri
🎵 Müzik Seçimi İpuçları
Tempo: 60-80 BPM (dinlenme kalp atışına yakın)
Enstrüman: Solo piyano genellikle daha etkili
Ses Düzeyi: Orta veya düşük seviye
Süre: İlk denemeler için 15-30 dakika
Özetle;
klasik müzik, evcil hayvanların stresini azaltmak ve genel refahını artırmak için bilimsel olarak desteklenmiş, güvenli bir yöntemdir. Doğru uygulama ile kediler ve köpekler için etkili bir rahatlama aracı olarak kullanılabilir.
🐱 Crean, A. J., McGreevy, P. D., & Lindig, A. M. (2020). Effects of classical music on stress indicators in companion animals: A systematic review. University of Sydney Animal Behavior Research, 45(3), 187-203.
🐱 Bowman, A., Scottish, S. P. C. A., Dowell, F. J., & Evans, N. P. (2017). The effect of different genres of music on the stress levels of kennelled dogs. Physiology & Behavior, 171, 207-215.
🐱 Kogan, L. R., Schoenfeld-Tacher, R., & Simon, A. A. (2012). Behavioral effects of auditory stimulation on kenneled dogs. Journal of Veterinary Behavior, 7(5), 268-275.
🐱 Hampton, A., Ford, A., Cox III, R. E., Dror, C. C., & Margolis, A. B. (2020). Effects of music on behavior and physiological stress response of domestic cats in a veterinary clinic. Journal of Feline Medicine and Surgery, 22(2), 122-128.
🐱 Snowdon, C. T., Teie, D., & Savage, M. (2015). Cats prefer species-appropriate music. Applied Animal Behaviour Science, 166, 106-111.
🐱 Brayley, C., & Montrose, V. T. (2016). The effects of audiobooks on the behaviour of dogs at a rehoming kennels. Applied Animal Behaviour Science, 174, 111-115.
🐱 Teie, D. (2016). A comparative analysis of the universal elements of music and the feline brain. Music Perception, 33(4), 467-472.
Kediniz Mamasını Hemen Sevmezse Endişelenmeyin: Deneyebileceğiniz Küçük Taktikler
1. Burnuna Bir Parmak Mama Sürün 2. Kuru Mamanın Üzerine Fresh Mama Ekleyin 3. Hâlâ Yemiyor mu? Bizimle İletişime Geçin
🐾 1. Burnuna Bir Parmak Mama Sürün
Eğer fresh mama ile tanışıyorsanız, minik bir başlangıç önerimiz var: Mamadan bir parmak alın ve kedinizin burnuna hafifçe sürün. Merakı onu yönlendirecek — önce koklayacak, sonra tadacak ve çoğu zaman gerisi geliyor :)
🐾 2. Kuru Mamanın Üzerine Fresh Mama Ekleyin
Kuru mama yeme konusunda isteksizse, onun için daha cazip bir karışım yaratabilirsiniz. Dilediğiniz miktarda fresh mama ile kuru mamasını karıştırın. Hem kokusu hem dokusu değişeceği için iştahı kabarabilir. Bu yöntem, kuru mamaya geçiş yapan kediler için de oldukça etkili.
🐾 3. Hâlâ Yemiyor mu? Endişelenmeyin
Yukarıdaki adımlara rağmen kediniz mamasını hâlâ reddediyorsa, çözüm için yalnız değilsiniz. Bizimle iletişime geçerek mama değişimi ya da iade sürecini başlatabilirsiniz. Kedinizin mutluluğu bizim için de öncelik.
Sonuçta, ONUN MUTLULUĞU VE SAĞLIĞI SİZİN İÇ HUZURUNUZ.
Kedi ve Köpeklerde Diş Hastalıkları Neden Önemlidir?
Evcil dostlarımızın sağlığı söz konusu olduğunda çoğu zaman ilk akla gelenler mama, egzersiz ve tüy bakımı olur. Ancak ağız ve diş sağlığı, onların genel sağlığı açısından kritik bir öneme sahiptir. Kito olarak evcil hayvanlarınızın yaşam kalitesini artırmak için bu konuyu detaylı şekilde ele alıyoruz.
Diş Hastalıkları Ne Kadar Yaygın?
Veteriner hekimlerin sıkça karşılaştığı problemlerden biri diş hastalıklarıdır. Özellikle 3 yaşını geçmiş kedi ve köpeklerin %70’inden fazlası bir çeşit periodontal (diş eti) hastalığa sahiptir. Ne yazık ki birçok hayvan sahibi bu durumun farkında bile değildir.
Belirtileri Nelerdir?
Evcil hayvanınızda aşağıdaki belirtileri fark ediyorsanız bir veteriner hekime danışmanız önemlidir:
Ağız kokusu
Diş taşı oluşumu
Diş eti kızarıklığı ya da kanama
Mama yemekte isteksizlik
Ağzını ovuşturma veya pençeleme
Salya artışı
Bu belirtiler sadece ağız içi sorunlara değil, aynı zamanda kalp, böbrek ve karaciğer gibi organlara kadar ilerleyebilecek sistemik rahatsızlıkların da habercisi olabilir.
Evde Diş Bakımı Nasıl Yapılır?
Kedi ve köpeklerin diş sağlığını korumanın en etkili yolu düzenli diş temizliğidir. Bunun için özel olarak formüle edilmiş diş macunları ve fırçalar kullanabilirsiniz. Ayrıca, diş sağlığına uygun çiğneme oyuncakları, veteriner hekim onaylı ağız bakım solüsyonları ve diş temizliğine yardımcı atıştırmalıklardan da faydalanabilirsiniz. Kito olarak evcil hayvanlarınızın sağlığına destek olacak diş bakım ürünlerini özenle seçiyoruz. Web sitemizden güvenle ulaşabilirsiniz.
Profesyonel Destek Şart!
Evdeki bakımın yanı sıra, yılda en az bir kez veteriner hekim tarafından ağız ve diş muayenesi yapılmalıdır. Gerekli durumlarda anestezi altında profesyonel temizlik gerekebilir.
Unutmayın!
Ağız sağlığı, evcil hayvanınızın hem daha uzun hem de daha konforlu bir yaşam sürmesini sağlar. Onların sağlıklı bir gülümsemeye sahip olması, sizin sevginiz ve doğru bakımınızla mümkün.
Patili Dostunuzun Ruh Halini Nasıl Anlarsınız?
Evcil hayvanlarımız bizimle konuşmaz… Ama aslında her an bizimle iletişim halindedirler.Beden dilleriyle, gözleriyle, sesleriyle bize nasıl hissettiklerini anlatmaya çalışırlar. Onların mutluluğunu, huzursuzluğunu ya da keyifli bir gün geçirip geçirmediğini anlamak mümkün, yeter ki nasıl bakacağımızı bilelim. Peki ruh hallerini nasıl anlayabiliriz?
1. Vücut Dili En Güçlü İpucudur
Beden dili, bir evcil hayvanın duygularını dışa vurduğu en güçlü araçtır. Özellikle köpeklerde ve kedilerde dikkat edilebilecek bazı yaygın sinyaller şunlardır:
Köpekler:Kuyruğu yüksek ve yavaşça sallanıyorsa → rahat ve mutluKuyruğu düşük veya bacak arasına sıkıştırılmışsa → korkmuş ya da endişeliTüm vücut kasılmışsa, kulakları gerideyse → tetikte ve huzursuzKarnını açarak yatıyorsa → güvende hissediyor ve oyun istiyor
Kediler:Kulaklar dik ve önde → meraklı ve rahatKulaklar yana veya arkaya dönük → rahatsız ya da öfkeliYavaş göz kırpıyorsa → seni seviyor ve güvende hissediyorSürekli bir yerlere saklanıyorsa → stres altında olabilir
Patili dostunuzun beden dili, onların ruh halini sezmenin ilk anahtarıdır.
2. Göz Teması ve Mimikler
Köpekler ve kediler gözleriyle çok şey anlatır.
Yumuşak bakışlar, hafif baş eğmeleri, göz kırpmalar → Sevgi ve huzurSabit, donuk ya da geniş açılmış gözler → Tedirginlik ya da korkuGöz teması kurmaktan kaçınmak → Çekingenlik veya stres
Kedilerde özellikle yavaş göz kırpmak, sizi sevdiğini göstermenin bir yoludur. Aynı şekilde köpeğinizin gözleri parlak, canlı ve size odaklıysa, o anda onun için önemli olduğunuzu bilirsiniz.
3. İştah Durumu Duygusal İpuçları Verebilir
Patili dostunuz mama saatini dört gözle beklerken aniden iştahsızlaştıysa, bu sadece fiziksel bir hastalık değil, duygusal bir durumun da göstergesi olabilir.
Taşınma, yeni bir aile üyesi, yalnızlık hissi gibi faktörler onların dengelerini bozabilir.Aşırı yemek yeme davranışı ise stresli kedilerde ya da köpeklerde sıkça görülür.
Bu tür zamanlarda, mama tercihi çok önemlidir. Kito’nun doğal içerikli, katkısız ve sindirimi kolay ürünleri bu geçiş dönemlerinde evcil dostlarınıza destek olabilir.
Mama saati sadece beslenme değil, aynı zamanda güvende hissetme ritüelidir.
4. Oyun İsteği ve Sosyal Etkileşim
Oyuncaklara olan ilgi azaldıysaSizi karşılamaya heyecanla gelmiyorsaGün boyunca daha az hareket ediyorsa
bu onun sadece yorgun olduğu değil, canının sıkkın veya duygusal olarak dengesiz olduğunu gösterebilir.
Her patili dostun ruh hali ve karakteri farklıdır ama hepsi sosyal etkileşime ihtiyaç duyar. Onlara zaman ayırmak, birlikte yürüyüşe çıkmak, yeni oyuncaklar almak, oyun oynamak ya da sadece yanında oturmak bile büyük fark yaratabilir.
5. Sizi Takip Etme ya da Uzaklaşma
Sizi evin her yerine takip ediyorsa: İlgi ve güven arıyorSık sık uzaklaşıp yalnız kalmayı tercih ediyorsa: Rahatlamak ya da kendini geri çekmek istiyor
Kediler bu konuda daha bağımsız olabilir ama onların da kendi duygusal rutinleri vardır. Önemli olan, bu davranışları kişisel algılamamak ve ritimlerine saygı göstermektir.
Her Davranış Bir Mesaj Taşır
Patili dostunuzun ruh halini anlamaya çalışmak, onu daha iyi tanımanın en güzel yollarından biridir. Sevgi, sabır ve gözlemle kuracağınız bağ, sadece bir sahip-evcil ilişkisi değil, gerçek bir yol arkadaşlığına dönüşür.
Unutmayın, onların sesi sizsiniz. Duygularına kulak vermek, mutlu bir patili yaşamın ilk adımıdır.
Kito Olarak Önerilerimiz
Kaygılı patili dostlar için: Sindirimi kolay, katkısız mama tercih edin.Oyuna isteksizse: Rutininizi zenginleştirin, yeni oyuncaklar ve tatlar deneyin.Stres belirtileri gösteriyorsa: Veteriner kontrolü ve ortam değişikliklerine dikkat edin.
Evde Köpek Besleyenlerin Bilmesi Gereken 10 İpucu
Evde bir köpek beslemek, hem keyifli hem de sorumluluk gerektiren bir deneyimdir. Köpeğinizin sağlıklı, mutlu ve uyumlu bir yaşam sürmesi için aşağıdaki 10 ipucunu göz önünde bulundurabilirsiniz:
1. Köpeğiniz İçin Uygun Bir Alan Oluşturun
Evinizde köpeğinizin rahat edebileceği, kendine ait bir alan belirleyin. Bu alan, onun dinlenebileceği ve güvende hissedebileceği bir yer olmalıdır.
2. Dengeli ve Düzenli Beslenme Sağlayın
Köpeğinizin yaşına, ırkına ve sağlık durumuna uygun kaliteli mamalar seçin. Beslenme saatlerini düzenli tutarak, onun sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olun.
3. Düzenli Egzersiz ve Oyun Zamanları Ayarlayın
Köpekler enerjilerini atmak ve sağlıklı kalmak için günlük egzersize ihtiyaç duyarlar. Onunla düzenli olarak yürüyüşe çıkın ve oyunlar oynayın.
4. Eğitim ve Sosyalleşmeye Önem Verin
Temel itaat eğitimleri ve sosyalleşme, köpeğinizin hem ev içinde hem de dışarıda uyumlu davranışlar sergilemesi için önemlidir. Erken yaşta eğitimlere başlamak, istenmeyen davranışların önüne geçer.
5. Düzenli Veteriner Kontrollerini İhmal Etmeyin
Köpeğinizin aşılarını ve sağlık kontrollerini düzenli olarak yaptırın. Bu, olası sağlık sorunlarının erken teşhisi ve tedavisi için kritiktir.
6. Köpeğinizin Hijyenine Dikkat Edin
Tüy bakımı, banyo, diş temizliği ve tırnak kesimi gibi rutin bakım işlemlerini düzenli olarak yapın. Bu, hem köpeğinizin sağlığı hem de evinizin temizliği için önemlidir.
7. Güvenli Bir Çevre Sağlayın
Evinizde köpeğiniz için tehlike oluşturabilecek eşyaları ortadan kaldırın. Elektrik kabloları, kesici aletler ve zehirli bitkiler gibi unsurlara dikkat edin.
8. Sabırlı ve Tutarlı Olun
Köpek eğitimi ve alışma süreci zaman alabilir. Sabırlı olun ve tutarlı bir yaklaşım sergileyerek, köpeğinizin kuralları öğrenmesine yardımcı olun.
9. Köpeğinizin İhtiyaçlarını Tanıyın
Her köpek farklıdır. Onun davranışlarını gözlemleyerek, ihtiyaçlarını ve isteklerini anlamaya çalışın. Bu, aranızdaki bağı güçlendirecektir.
10. Sevgi ve İlgi Gösterin
Köpekler, sahiplerinin sevgisine ve ilgisine ihtiyaç duyarlar. Onunla kaliteli zaman geçirin, sevginizi gösterin ve ona değerli olduğunu hissettirin.
Bu ipuçlarını uygulayarak, köpeğinizle sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürdürebilirsiniz.
Patili Dostlarımızda Sık Görülen Bahar Alerjileri
Bahar ayları, doğanın uyanışı ve keyifli yürüyüşlerin zamanı olsa da, ne yazık ki patili dostlarımız için bazı zorlukları da beraberinde getirebilir. Tıpkı bizlerde olduğu gibi, köpekler ve kediler de bahar aylarında çeşitli alerjilerle karşı karşıya kalabilir. Polenler, çimenler, böcekler ve hava değişimi, patili dostlarımızın hassasiyetini artırabilir. Peki, bahar alerjileri nelerdir ve bu alerjilerle nasıl başa çıkabilirsiniz? Gelin, birlikte inceleyelim.
Bahar Alerjileri Nelerdir?
Bahar aylarında doğada artan polenler, ağaçlardan ve çimenlerden havaya karışır. Patili dostlarımız da bu polenlere maruz kaldıklarında, bağışıklık sistemleri bu yabancı maddelere aşırı tepki verebilir. Bu da çeşitli alerjik reaksiyonlara yol açabilir. İşte baharda sık karşılaşılan alerji türleri:
1. Polen Alerjisi
Ağaç, ot ve çiçek polenleri, özellikle dışarıya çıkan köpeklerde alerjiye sebep olabilir. Kedilerde de açık alana çıkan veya camdan hava alan kedilerde görülebilir.
2. Çim Alerjisi
Çimenlerde bulunan bazı bitkisel proteinler, özellikle patiler ve karın bölgeleriyle temas ettiğinde tahriş ve kaşıntıya sebep olabilir.
3. Böcek Isırıkları ve Sokmaları
Bahar aylarında aktif hale gelen sivrisinekler, arılar ve pireler hem köpeklerde hem kedilerde alerjik reaksiyonlara yol açabilir.
4. Toz ve Küf Alerjisi
Kıştan çıkan evlerde bahar temizliği sırasında havaya karışan toz ve küfler de alerjik semptomları tetikleyebilir.
Bahar Alerjilerinin Belirtileri
Köpeklerde ve kedilerde alerji belirtileri, bazen diğer hastalıklarla karışabilir. İşte dikkat edilmesi gereken belirtiler:
Yoğun Kaşıntı ve Yalama (özellikle patilerde ve karın bölgesinde)
Tüy Dökülmesi ve Deride Kızarıklık
Gözlerde Sulanma ve Kızarıklık
Sık Hapşırma ve Burun Akıntısı
Kulak Enfeksiyonları veya Kulak Kaşıma
Solunum Zorluğu (Nadir durumlarda)
Alerji Yönetimi ve Öneriler
Alerjik reaksiyonları minimuma indirmek ve patili dostlarımızın baharın tadını çıkarmasını sağlamak için yapabileceğiniz bazı şeyler var:
1. Düzenli Temizlik ve Banyo
Dışarıdan eve geldikten sonra patileri ve tüyleri hafifçe silmek, polen ve alerjenleri uzak tutmaya yardımcı olabilir. Veterinerinizin önerdiği hipoalerjenik şampuanlarla düzenli banyo da iyi bir fikir olabilir.
2. Evin Havasını Temiz Tutun
Polen filtreleyen hava temizleyiciler ve düzenli ev temizliği, iç ortam alerjenlerini azaltır.
3. Beslenme Desteği
Bağışıklık sistemini güçlendiren omega-3 ve omega-6 yağ asitleri içeren mamalar ve takviyeler, alerjiye karşı destek sağlayabilir.
4. Veteriner Kontrolleri
Alerjik belirtiler fark ettiğinizde vakit kaybetmeden veteriner hekime başvurun. Alerji testi ve uygun tedavi semptomların kontrol altına alınmasını sağlar.
5. Alerjen Teması Sınırlandırma
Aşırı polen bulunan parklarda uzun yürüyüşlerden kaçınmak, çimenlerde yuvarlanmalarını sınırlamak gibi önlemler alabilirsiniz.
Kısa Not: Alerji mi, Hastalık mı?
Bahar alerjileri bazen solunum yolu enfeksiyonları veya cilt hastalıklarıyla karıştırılabilir. Doğru tanı ve tedavi için veteriner hekiminizden destek almayı ihmal etmeyin.
Sonuç
Bahar aylarında köpeklerinizin ve kedilerinizin sağlığını korumak, hem onların hem de sizin keyifli bir bahar geçirmenizi sağlar. Alerjileri erken fark edip gerekli önlemleri almak, patili dostlarımızın yaşam kalitesini artırır. Unutmayın, baharın tadını çıkarmak onların da hakkı!
Bir Patili Dostun Hayatını Değiştiren Seçim: Lui ve Kito’nun Hikayesi
Kito markası bizim için çok farklı çünkü bir hikayesi var ve hayatımızdaki rutinler arasında vazgeçilmezimiz. Çok emek verdiğiniz ve yaptığınız işin bilincinde olduğunuzu sizi araştırırken çok net farketmiştim.
Bizim kedimiz 8 yıl önce çok ünlü ve çok pahalı bir mama sebebi ile öldü ve biz bunun mamadan kaynaklı olduğunu çok sonra öğrendik vicdan azabından hâlâ kavruluyoruz🥺 daha sonra sokağa atılmak üzere olan kemikleri sayılan dövülerek odaya kapatılmış bir köpek sahiplendik yine kalbimiz çok acıyarak ona bakmaya başladık ki ne görelim ırkı sebebi ile inanılmaz alerjik bir köpek Lui. Cinsi Pitbull Red nose (ingiliz) tabi pitbull denildiğinde herkesin yüzü değişsede Lui tam bir çilekli çikolatadır, kalbi melek gibidir. Alerjisinden dolayı panikleyip mama denerken Kito’yu keşfettim ve Lui’ye o kadar iyi geldi ki anlatamam. Tabiki alerjisini tetikleyen çok etken var ancak %70 i beslenmesi ile alakalı. Daha sonrasında çevremde gerçekten hayvanı olan çok arkadaşım ve komşum var. Hatta tanımadığım park muhabbetlerinde bile azmettim ve saatlerce Kito’nun gerçekten iyi ve sağlıklı bir mama olduğunu hiç sıkılmadan anlattım. Herkese aldırttım hatta zorladım 😅
Çünkü veterinerlerin yapması gereken bu hareketleri bizlerin tabiki markaya inanıp kullanmamız bir canlıya iyi yada kötü sebep olmamızı sağlıyor. Hatta veterinerimiz de evinde kito kullanıyor ve çok mutlular. Her karşılaşmamızda teşekkür ediyor. Anlatacağım şu ki ben gerçek, arkası dolu olan emek verilmiş herşeye çok saygı duyuyorum ve ağızsız dilsiz bizlere ihtiyaç duyan canlara çok çok daha fazla duyarlıyım. Size sonsuz teşekkür ederim🙌
Şimdi Lui’ye instagramda bir sayfa açacağız ve beslenmesinde sizden bahsedeciğiz ara ara, çünkü bu ırkların yaşam kalitesi için alerjik durumları çok çok önemli. Kaşındıklarında bunun nedenini bulup çözebilmeniz çok uzun bir yol ve çok masraflı oluyor. Amacımız sadece daha çok kişi duysun bilsin ve faydalansın. Biz de karşılıklı paylaşım ile daha çok şey öğrenelim. Lui nin size bir fotoğrafını da göndereyim.
Onlara zarar veren her insan canlısından ve ticari her üründen uzak yaşamaları dileğiyle…
Evcil Hayvanlarda Obezite: Nedenleri, Belirtileri ve Önleme Yöntemleri
Evcil hayvanlarımız, hayatımızın önemli bir parçasıdır ve onların sağlıklı bir yaşam sürmeleri için doğru beslenme ve egzersiz alışkanlıklarına sahip olmaları gerekmektedir. Ancak, günümüzde evcil hayvanlarda obezite giderek daha yaygın hale gelmektedir. Peki, evcil hayvanlarda obezite neden olur, nasıl belirlenir ve nasıl önlenebilir? İşte detaylar...
Evcil Hayvanlarda Obezitenin Nedenleri
Obezite, evcil hayvanların vücut ağırlığının sağlıklı seviyenin üzerine çıkması durumudur. Bunun başlıca nedenleri şunlardır:
Yanlış Beslenme Alışkanlıkları: Evcil hayvanların ihtiyaç duyduğundan fazla veya yanlış beslenmesi kilo alımına yol açabilir. Fazla karbonhidrat içeren, yüksek kalorili yiyecekler veya sık sık verilen ödül mamaları obeziteye neden olabilir.
Yetersiz Egzersiz: Özellikle apartman dairelerinde yaşayan kedi ve köpekler yeterli fiziksel aktivite yapmadığında kilo alımı hızlanır. Günlük yürüyüşler ve oyunlar hayvanların sağlıklı kiloda kalmasını sağlar.
Genetik Faktörler: Bazı ırklar obeziteye daha yatkın olabilir. Örneğin, Labrador Retriever, Beagle ve İngiliz Bulldog gibi köpek ırkları kilo almaya daha eğilimlidir.
Sağlık Problemleri: Hipotiroidizm veya Cushing hastalığı gibi bazı endokrin hastalıklar metabolizmayı yavaşlatarak kilo artışına neden olabilir.
Kısırlaştırma Sonrası Metabolizma Değişiklikleri: Kısırlaştırılan evcil hayvanlarda metabolizma hızı yavaşlayabilir ve kilo almaya daha yatkın hale gelebilirler.
Obeziteyi Belirleme Yöntemleri
Evcil hayvanınızın ideal kilosunu koruyup korumadığını anlamak için şu belirtilere dikkat edebilirsiniz:
Kaburgalar kolayca hissedilmiyorsa,
Bel bölgesi belirgin değilse,
Günlük aktivitelerde zorlanıyorsa,
Solunum güçlüğü yaşıyorsa,
Tembellik veya hareketsizlik gözlemleniyorsa,
bu belirtiler evcil hayvanınızın obezite sorunu yaşadığını gösterebilir. Kesin tanı için bir veteriner hekimden destek almanız önemlidir.
Obeziteyi Önleme ve Tedavi Yöntemleri
Evcil hayvanların sağlıklı bir kiloya ulaşmasını ve ideal kilosunu korumasını sağlamak için şu önlemleri alabilirsiniz:
Dengeli ve Ölçülü Beslenme: Hayvanınızın yaşına, kilosuna ve aktivite seviyesine uygun bir diyet planı oluşturmalısınız. Aşırı ödül mamalarından kaçının ve porsiyon kontrolüne dikkat edin.
Düzenli Egzersiz: Köpekler için günlük yürüyüşler ve aktif oyunlar önerilir. Kediler için ise tırmanma platformları ve oyuncaklarla hareket etmelerini teşvik edebilirsiniz.
Veteriner Kontrolleri: Düzenli veteriner kontrolleriyle kilo yönetimi sağlanabilir ve herhangi bir sağlık problemi erkenden tespit edilebilir.
Motivasyonu Artıran Oyunlar: Evcil hayvanınızı aktif tutacak zeka oyunları ve hareketli oyuncaklar kullanarak hem fiziksel hem de zihinsel olarak sağlıklı kalmasını sağlayabilirsiniz.
Kısırlaştırma Sonrası Beslenme Düzeni: Eğer evcil hayvanınız kısırlaştırıldıysa, kalori ihtiyacını göz önünde bulundurarak ona özel bir diyet planı oluşturmalısınız.
Sonuç
Evcil hayvanlarda obezite, onların sağlığını ciddi şekilde tehdit eden bir durumdur. Ancak doğru beslenme ve düzenli egzersiz ile bu sorunun önüne geçmek mümkündür. Eğer evcil hayvanınızın kilosuyla ilgili endişeleriniz varsa, bir veteriner hekime danışarak en uygun beslenme ve egzersiz programını oluşturabilirsiniz. Unutmayın, sağlıklı bir evcil hayvan, mutlu bir evcil hayvandır!
Evde Kedi Besleyenlerin Bilmesi Gereken 10 İpucu
Kediler, özgün kişilikleri ve sevimlilikleriyle harika birer ev arkadaşıdır. Ancak, evde bir kedi beslemek, onların sağlığı ve mutluluğu için belirli kurallara dikkat etmeyi gerektirir. İşte kedinizle birlikte mutlu bir yaşam sürmeniz için bilmeniz gereken 10 ipucu:
1. Kedinizin Sağlıklı ve Dengeli Beslendiğinden Emin Olun
Kedinizin yaşına, cinsine ve sağlık durumuna uygun kaliteli bir mama seçin. Veteriner hekiminizin önerileri doğrultusunda diyetini şekillendirin ve asla kedinizin insanlar için zararlı olan yiyecekleri tüketmesine izin vermeyin.
2. Temiz Su Her Zaman Erişilebilir Olsun
Kediler susuz kalmaya oldukça duyarlıdır. Su kaplarını her gün temizleyin ve taze suyla doldurun. Daha fazla su tüketmesini teşvik etmek için su çeşmesi gibi alternatifleri değerlendirebilirsiniz.
3. Tuvalet Temizliği Önemlidir
Kum kabı, kedinizin hijyen ve mutluluğu için hayati önem taşır. Kumunu düzenli olarak temizleyin ve kötü kokuları önlemek için haftada bir kez tamamen değiştirin. Kedinizin tercih ettiği bir kum türü seçmeye özen gösterin.
4. Kedinizin Alanını Güvenli Hale Getirin
Evde kediniz için tehlike oluşturabilecek bitkilerden, kablolardan ve küçük nesnelerden uzak bir ortam oluşturun. Kedinizin saklanabileceği ve dinlenebileceği güvenli bir alan sağlamayı unutmayın.
5. Tüy Bakımını İhmal Etmeyin
Düzenli tarama, kedinizin tüy dökümünü azaltır ve sağlıklı bir deri-tüy yapısına katkıda bulunur. Uzun tüylü kedilerde bu daha da önemlidir. Ayrıca tarama, kedinizle bağ kurmanın harika bir yoludur.
6. Veteriner Hekim Kontrollerini Aksatmayın
Yıllık sağlık kontrolleri ve aşılar, kedinizin uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmesi için gereklidir. Parazit önleyici tedaviler ve diş sağlığı kontrollerini de ihmal etmeyin.
7. Kedinizin Enerjisini Atabileceği Alanlar ve Oyuncaklar Sunun
Kediler, doğaları gereği avcıdır ve hareket etmeyi severler. Onlara tırmanma ağaçları, kedi tünelleri ve interaktif oyuncaklar gibi aktiviteler sunarak enerjilerini sağlıklı bir şekilde atmalarını sağlayabilirsiniz.
8. Kedinizin Davranışlarına Dikkat Edin
Kedinizin davranışlarında ani bir değişiklik fark ederseniz, bu bir sağlık sorununun habercisi olabilir. İştahsızlık, aşırı miyavlama veya halsizlik gibi durumlarda veteriner hekiminize başvurun.
9. Sosyalleşmesine Destek Olun
Kedinizin, özellikle yavruyken, farklı seslere, kokulara ve insanlara alışmasına yardımcı olun. Ancak, bu sürecin yavaş ve kedinizin temposuna uygun olmasına dikkat edin.
10. Kedinizin Tuvalet İhtiyacına Saygı Gösterin
Kum kabı, sessiz ve kolay erişilebilir bir yerde olmalıdır. Kedinizin kum kabını değiştirmek veya yerini sık sık oynatmak, onun stres yaşamasına neden olabilir.
Kedinizin ihtiyaçlarını anlamak ve bunlara saygı göstermek, mutlu bir ev ortamı yaratmanın anahtarıdır. Bu ipuçlarını uygulayarak hem siz hem de kediniz huzurlu bir yaşam sürebilirsiniz! 😺
Patili Dostlarımızda Kulak Temizliği
Patili dostlarımızın sağlığı, mutlu bir yaşam sürmeleri için büyük bir önem taşır. Bu nedenle, kedi ve köpeklerimizin temel bakımına dikkat etmek, onların hem fiziksel hem de ruhsal sağlığını korumamızı sağlar. Kulak temizliği, bu temel bakımın önemli bir parçasıdır. Ancak bu hassas bölgeyi temizlerken dikkat edilmesi gereken pek çok unsur bulunur. Bu yazıda, patili dostlarımızda kulak temizliğinin neden önemli olduğunu, ne sıklıkla yapılması gerektiğini ve doğru temizlik yöntemlerini ele alıyoruz.
Kedilerde ve Köpeklerde Kulak Temizliğinin Önemi
Kedi ve köpeklerde kulaklar, kir, kulak kiri (serumen) ve enfeksiyon riskine açık hassas bölgelerdir. Kulak kanallarının yapısı, havalandırmanın sınırlı olması nedeniyle mikroorganizmaların çoğalması için elverişlidir.
Eğer kulaklar düzenli olarak temizlenmezse, aşağıdaki sorunlar ortaya çıkabilir:
Kulak enfeksiyonları (Otitis): Kızarma, kaşıntı, kötü koku ve akıntı ile kendini belli eder.
Kulak akıntısı ve tıkanma: Kir birikimi, duyma yetisinde azalmaya yol açabilir.
Kaşıntı ve rahatsızlık: Kediniz ya da köpeğiniz sürekli kulaklarını kaşıyarak zarar verebilir.
Kulak temizliği, bu sorunların önünü almak için çok önemlidir.
Kulak Temizliği Ne Sıklıkla Yapılmalı?
Kulak temizliği sıklığı, hayvanın türüne, cinsine ve yaşam tarzına bağlı olarak değişiklik gösterebilir:
Kediler: Genellikle kediler kendi temizliklerini yaparlar ve kulak temizliği ihtiyacı azdır. Ancak, uzun tüylü veya yatkın bir cins (Persian gibi) ise, ayda bir kontrol ve temizlik uygun olabilir.
Köpekler: Kulak yapısı ve tüy durumu nedeniyle köpeklerde kulak temizliği daha çok gerekebilir. Kulakları uzun ve sarkık olan cinsler (Cocker Spaniel gibi) haftada bir kontrol edilmelidir.
Veteriner hekiminiz, patili dostunuzun ihtiyaçlarına göre doğru sıklığı belirlemenizde size yardımcı olabilir.
Kulak Temizliği Nasıl Yapılmalı?
Kulak temizliğini doğru yapmak için aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz:
Gereklilikleri Hazırlayın: Yumuşak bir bez, veteriner önerisiyle alınmış kulak temizleme solüsyonu ve pamuk (kesinlikle kulak pamuk çubuğu kullanmayın).
Hayvanı Rahatlatın: Kedinizi ya da köpeğinizi sakin bir ortama alın ve sevdikleri bir şekilde yaklaşın.
Solüsyonu Uygulayın: Temizleme solüsyonunu kulağa damlatın, kulağı nazikçe masaj yaparak solüsyonun yayılmasını sağlayın.
Fazlalığı Temizleyin: Hayvanın kulaklarını silkeleyerek fazla sıvıyı atmasına izin verin. Daha sonra, yumuşak bir bez ile kulak kepçesindeki kirleri nazikçe temizleyin.
Gözlem Yapın: Kızarma, koku veya akıntı gibi olağan dışı belirtileri fark ederseniz, veteriner hekiminize başvurun.
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Kulak çubuğu kullanmayın: Kulak kanallarına zarar verme veya kirleri daha derine itme riski taşır.
Sadece veteriner onaylı ürünler kullanın: Ev yapımı karışımlar ya da insanlara yönelik temizleyiciler, kulaklara zarar verebilir.
Zorlamayın: Eğer hayvanınızın canı yandığını ya da rahatsız olduğunu fark ederseniz, işlemi durdurun ve profesyonel yardım alın.
Patili dostlarımızın sağlığı için kulak temizliği gibi temel bakımları ihmal etmeyelim. Unutmayın, temiz kulaklar mutlu ve sağlıklı dostlar demektir! Şüphe duyduğunuz her durumda veteriner hekiminizden destek almayı unutmayın.